Sultan 3. Mustafa ve 1. Abdulhamit Şaban Çibir

Sultan 3. Mustafa ve 1. Abdulhamit - Yüreğe Düşen Ateş - Cihangir Yüreğe Düşen Ateş - Cihangir

Osmanlı hükümdarları zaman zaman memleketin dâhili vaziyetini bizzat teftiş ve kontrol için tebdil-i kıyafetle halk arasına karışırlardı. Sultan IV. Murad ile III. Mustafa Hanların sıkça tebdil gezdiklerini tarihler kaydederler. Sultan...
9786059121736
856767
Sultan 3. Mustafa ve 1. Abdulhamit - Yüreğe Düşen Ateş - Cihangir
Sultan 3. Mustafa ve 1. Abdulhamit - Yüreğe Düşen Ateş - Cihangir Yüreğe Düşen Ateş - Cihangir
55.25

Osmanlı hükümdarları zaman zaman memleketin dâhili vaziyetini bizzat teftiş ve kontrol için tebdil-i kıyafetle halk arasına karışırlardı. Sultan IV. Murad ile III. Mustafa Hanların sıkça tebdil gezdiklerini tarihler kaydederler.

Sultan Mustafa Han bir bahar günü derviş kıyafetiyle çarşıyı pazarı dolaşmış ve yorgunluk gidermek üzere kırlara doğru yürümeye başlamış. Samatya taraflarında bir tepecik üzerinde oturmuş dinlenirken, musahibi Nakşi'nin taşıdığı dürbünü isteyip bir müddet çevreyi temaşa etmiş. Meğer uzaklarda bir kadınla bir erkeğin sarılıp öpüştüklerini görmesin mi! Nakşi'ye seslenmiş: Derhal git! Şu karşıdakiler kimlerdir, öğren gel!

Nakşi emri yerine getirip nefes nefese dönmüş ve: Efendimiz, demiş, bunlar hayli zamandır birbirlerini görmeyen iki kardeş imişler. Oracıkta rastlayınca dayanamayıp sarmaş dolaş olmuşlar. Zat-ı şahaneye de arz-ı ihlas eylediler. Padişah gülmüş: Nakşi! Yalan söyledin amma, zararı yok; bir yalanla iki kelleyi birden kurtardın, demiş.
(Tanıtım Bülteninden)



Sayfa Sayısı: 144

Baskı Yılı: 2016


Dili: Türkçe
Yayınevi: Parola Yayınları
Kitabın Özellikleri
Stok Kodu:
9786059121736
Boyut:
13.50x21.00
Sayfa Sayısı:
144
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2016
Kapak Türü:
İnce Kapak
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe

Osmanlı hükümdarları zaman zaman memleketin dâhili vaziyetini bizzat teftiş ve kontrol için tebdil-i kıyafetle halk arasına karışırlardı. Sultan IV. Murad ile III. Mustafa Hanların sıkça tebdil gezdiklerini tarihler kaydederler.

Sultan Mustafa Han bir bahar günü derviş kıyafetiyle çarşıyı pazarı dolaşmış ve yorgunluk gidermek üzere kırlara doğru yürümeye başlamış. Samatya taraflarında bir tepecik üzerinde oturmuş dinlenirken, musahibi Nakşi'nin taşıdığı dürbünü isteyip bir müddet çevreyi temaşa etmiş. Meğer uzaklarda bir kadınla bir erkeğin sarılıp öpüştüklerini görmesin mi! Nakşi'ye seslenmiş: Derhal git! Şu karşıdakiler kimlerdir, öğren gel!

Nakşi emri yerine getirip nefes nefese dönmüş ve: Efendimiz, demiş, bunlar hayli zamandır birbirlerini görmeyen iki kardeş imişler. Oracıkta rastlayınca dayanamayıp sarmaş dolaş olmuşlar. Zat-ı şahaneye de arz-ı ihlas eylediler. Padişah gülmüş: Nakşi! Yalan söyledin amma, zararı yok; bir yalanla iki kelleyi birden kurtardın, demiş.
(Tanıtım Bülteninden)



Sayfa Sayısı: 144

Baskı Yılı: 2016


Dili: Türkçe
Yayınevi: Parola Yayınları
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat