Sultan 3. Mehmet Şaban Çibir

Sultan 3. Mehmet - Eğri Kalesi Fatihi - Hak Aşığı Eğri Kalesi Fatihi - Hak Aşığı

Sultan III. Mehmet zamanında, Rumeli'de Yenice kasabasında mübarek bir zat vardı. İhtiyacı olan ona koşar, sıkıntısı olanın derdini o giderirdi. Fakat kendisi bir sürü derde müptela idi ama halinden hiç şikâyetçi değildi.Bir gün...
9786059121620
856769
Sultan 3. Mehmet - Eğri Kalesi Fatihi - Hak Aşığı
Sultan 3. Mehmet - Eğri Kalesi Fatihi - Hak Aşığı Eğri Kalesi Fatihi - Hak Aşığı
55.25

Sultan III. Mehmet zamanında, Rumeli'de Yenice kasabasında mübarek bir zat vardı. İhtiyacı olan ona koşar, sıkıntısı olanın derdini o giderirdi. Fakat kendisi bir sürü derde müptela idi ama halinden hiç şikâyetçi değildi.

Bir gün dergâhın bahçesindeki havuzun kenarında otururken bir talebesi gelerek, başına gelen bir musibetten uzun uzun şikâyet eder. O zat, o talebesinden bir bardak su, bir miktar tuz ve bir çorba kaşığı getirmesini ister. İstedikleri getirilince, bir kaşık tuzu bir bardak suya atıp karıştırır ve talebesine, bunu içmesini söyler. Tuzlu sudan bir yudum içen talebe hemen yüzünü buruşturur ve "Efendim, su çok tuzlu, içemeyeceğim," der. Sonra o zat yine kaşığı tuzla doldurur ve bu sefer havuza atarak karıştırır ve talebesine, havuzdaki sudan içmesini söyler. Talebe havuzdan kana kana içer. "Nasıl, su tuzlu mu?" diye sorduğunda talebe; "Hayır efendim, gayet tatlı geldi," cevabını verir. O zaman o mübarek zat şu ibretli nasihati verir: "Oğlum, bir kaşık tuz, her zaman aynı acılıktadır. Fakat bunu bir bardak suda içmek, insana zahmet verdiği halde, bir havuz suda içince hiç hissedilmiyor. Çünkü havuzun genişliği içinde kayboluyor. İşte, göğsü bir bardak kadar dar insan, kendisine gelen bir kaşık tuz kadar dert ve belaların acısına tahammül edemez. Fakat göğsü havuz kadar geniş insan ise, kendisine isabet eden, bir kaşık değil, bir kazan tuz kadar belaları tatlılıkla karşılar, o dert ve belalar onun geniş göğsü içinde kaybolur gider de kimsenin haberi olmaz."
(Tanıtım Bülteninden)



Sayfa Sayısı: 128

Baskı Yılı: 2016


Dili: Türkçe
Yayınevi: Parola Yayınları
Kitabın Özellikleri
Stok Kodu:
9786059121620
Boyut:
13.50x21.00
Sayfa Sayısı:
128
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2016
Kapak Türü:
İnce Kapak
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe

Sultan III. Mehmet zamanında, Rumeli'de Yenice kasabasında mübarek bir zat vardı. İhtiyacı olan ona koşar, sıkıntısı olanın derdini o giderirdi. Fakat kendisi bir sürü derde müptela idi ama halinden hiç şikâyetçi değildi.

Bir gün dergâhın bahçesindeki havuzun kenarında otururken bir talebesi gelerek, başına gelen bir musibetten uzun uzun şikâyet eder. O zat, o talebesinden bir bardak su, bir miktar tuz ve bir çorba kaşığı getirmesini ister. İstedikleri getirilince, bir kaşık tuzu bir bardak suya atıp karıştırır ve talebesine, bunu içmesini söyler. Tuzlu sudan bir yudum içen talebe hemen yüzünü buruşturur ve "Efendim, su çok tuzlu, içemeyeceğim," der. Sonra o zat yine kaşığı tuzla doldurur ve bu sefer havuza atarak karıştırır ve talebesine, havuzdaki sudan içmesini söyler. Talebe havuzdan kana kana içer. "Nasıl, su tuzlu mu?" diye sorduğunda talebe; "Hayır efendim, gayet tatlı geldi," cevabını verir. O zaman o mübarek zat şu ibretli nasihati verir: "Oğlum, bir kaşık tuz, her zaman aynı acılıktadır. Fakat bunu bir bardak suda içmek, insana zahmet verdiği halde, bir havuz suda içince hiç hissedilmiyor. Çünkü havuzun genişliği içinde kayboluyor. İşte, göğsü bir bardak kadar dar insan, kendisine gelen bir kaşık tuz kadar dert ve belaların acısına tahammül edemez. Fakat göğsü havuz kadar geniş insan ise, kendisine isabet eden, bir kaşık değil, bir kazan tuz kadar belaları tatlılıkla karşılar, o dert ve belalar onun geniş göğsü içinde kaybolur gider de kimsenin haberi olmaz."
(Tanıtım Bülteninden)



Sayfa Sayısı: 128

Baskı Yılı: 2016


Dili: Türkçe
Yayınevi: Parola Yayınları
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat