Kışın Herkes Dürüsttür Murat Çelik

Kışın Herkes Dürüsttür

“Yan yana gelmemiş iki sözcük bulabilir miyim?”“En azından denersin.”Eve Dönmeyen Hayvan ile 2020 Yunus Nadi Öykü Ödülü'nü kazanan Murat Çelik, Kışın Herkes Dürüsttür'de noksan ve natamam yaşamları anlatıyor. Kendi...
Stokta var
Kargo Ücreti: 45,00 TL
indirimli
64,60TL
Taksitli fiyat: 9 x 8,22TL
9786051857657
1221916
Kışın Herkes Dürüsttür
Kışın Herkes Dürüsttür
64.60

“Yan yana gelmemiş iki sözcük bulabilir miyim?”
“En azından denersin.”

Eve Dönmeyen Hayvan ile 2020 Yunus Nadi Öykü Ödülü'nü kazanan Murat Çelik, Kışın Herkes Dürüsttür'de noksan ve natamam yaşamları anlatıyor. Kendi sınırını ihlale teşebbüs ettiği, cinsini, cinselliğini, benliğini, yerini sınadığı anda öyküye yakalanmış kimseler, aynı sahnede paylarına düşen oyunu oynuyor, birbirlerini zorluyor, oldukları ve olmadıklarıyla anlaşılmaz kılıyor ve tanımlıyorlar:
Eksik bir organı unutur gibi, değil; eksik bir organı hatırlar gibi... Sesi önceleyen aykırı sözdizimiyle kurulmuş bir evrende, sözcelerini saklayanların, sustuklarıyla
var olanların hikâyeleri...

“Gelip beni bulacaksın. Hem ben yapmam öyle şeyler. Yapmam yapmam. Sen ne dersen onu yaparım.
Yaranı dikerim. Bahçeyi sularım. Köpeğimi bahçeye bağlarız. Senin de köpeğin olur. Yavrular ileride. Severiz. Koruruz. Kalplerimiz vardır bizim. Onları da koruruz. Beni bulacaksın. Kavuşunca körelir her şey. Unuttuğumuz yemyeşiller çoğalır. Gözümüze gözümüze sarkar. Biz yaşatanı oluruz ellerimizle. Kimsenin sevmediği yerler birbirini sevenler için yok olmaz.”



(Tanıtım Bülteninden)


Kitabın Özellikleri
Hamur Tipi:
2. Hamur
Stok Kodu:
9786051857657
Boyut:
13,5 x 19,5
Sayfa Sayısı:
110
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2022
Kapak Türü:
İnce Kapak
Dili:
Türkçe

“Yan yana gelmemiş iki sözcük bulabilir miyim?”
“En azından denersin.”

Eve Dönmeyen Hayvan ile 2020 Yunus Nadi Öykü Ödülü'nü kazanan Murat Çelik, Kışın Herkes Dürüsttür'de noksan ve natamam yaşamları anlatıyor. Kendi sınırını ihlale teşebbüs ettiği, cinsini, cinselliğini, benliğini, yerini sınadığı anda öyküye yakalanmış kimseler, aynı sahnede paylarına düşen oyunu oynuyor, birbirlerini zorluyor, oldukları ve olmadıklarıyla anlaşılmaz kılıyor ve tanımlıyorlar:
Eksik bir organı unutur gibi, değil; eksik bir organı hatırlar gibi... Sesi önceleyen aykırı sözdizimiyle kurulmuş bir evrende, sözcelerini saklayanların, sustuklarıyla
var olanların hikâyeleri...

“Gelip beni bulacaksın. Hem ben yapmam öyle şeyler. Yapmam yapmam. Sen ne dersen onu yaparım.
Yaranı dikerim. Bahçeyi sularım. Köpeğimi bahçeye bağlarız. Senin de köpeğin olur. Yavrular ileride. Severiz. Koruruz. Kalplerimiz vardır bizim. Onları da koruruz. Beni bulacaksın. Kavuşunca körelir her şey. Unuttuğumuz yemyeşiller çoğalır. Gözümüze gözümüze sarkar. Biz yaşatanı oluruz ellerimizle. Kimsenin sevmediği yerler birbirini sevenler için yok olmaz.”



(Tanıtım Bülteninden)


Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat