Torosların Nazlı Çiçeği Yılmaz Erdoğan

Torosların Nazlı Çiçeği

NEREYE GİDİYORUZ?Uyuduk uyandık yolculuk devam ediyor, Hasan amca yorgun gözlerle günün ilk ışıklarına merhaba di¬yordu ki cep telefonu çaldı.Babam ya da annemin bu saatte onu arayacağına ihtimal vermiyordum. Biri bizi rüyasında...
Stokta var
Kargo Ücreti: 45,00 TL
indirimli
54,00TL
Taksitli fiyat: 9 x 6,87TL
9786258384413
1249884
Torosların Nazlı Çiçeği
Torosların Nazlı Çiçeği
54.00

NEREYE GİDİYORUZ?
Uyuduk uyandık yolculuk devam ediyor, Hasan amca yorgun gözlerle günün ilk ışıklarına merhaba di¬yordu ki cep telefonu çaldı.
Babam ya da annemin bu saatte onu arayacağına ihtimal vermiyordum. Biri bizi rüyasında görmemişse önemli bir konu olmalıydı. Arayan Hasan amcanın bir arkadaşıydı. Telefon konuşmasını hoparlöre verince biz de net olarak duyar olduk:
“Hocam, kahvaltı için mola vermeyin. Sizi sürpriz bir yere götüreceğiz. Alışkın olmadığınız bir kahvaltı mekânı.”
Konu önemliydi. Kahvaltı deyip geçmeyin. Günün nasıl geçeceğinin kahvaltıyla ilgisi olacağına inanırım.
Etrafımızda Akdeniz bitkileri, uzaklarda Torosların yalçın kayalıkları uzanıyordu.
İsmail'le aynı anda okuyunca birbirimizin yüzüne baktık. Önceki akşam genç bir sanatçının televizyon¬da söylediği türküyü hatırladım. Sanki anlaşmış gibi o türkünün ilk iki satırını yine birlikte söyledik:
Ermenek'in keklikleri ötüyor.
Benim yârim gözlerimde tütüyor.
“Türküsünde keklik öten şehir; bekle bizi sana ge¬liyoruz!” diye seslenince Hasan amca,
“Ömer, türkü söylemek istiyorsan biz de duyalım, uykumuz açılsın.” diye takıldı.
Hangi ara uyuduğumu hatırlamıyorum. Gözlerini zorlukla açabildiğine göre İsmail de uyumuştu. Araç kullandığı için Hasan amca bizden kat kat daha fazla yorulmuştu. “Ona eşlik edeyim de uykusu gelmesin.” diye düşünerek etrafı seyretmek için gözlerimi ovala-dığımı hayal meyal hatırlıyorum.




(Tanıtım Bülteninden)

Kitabın Özellikleri
Hamur Tipi:
2. Hamur
Stok Kodu:
9786258384413
Boyut:
13,5 x 21
Sayfa Sayısı:
136
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2023
Kapak Türü:
İnce Kapak
Dili:
Türkçe

NEREYE GİDİYORUZ?
Uyuduk uyandık yolculuk devam ediyor, Hasan amca yorgun gözlerle günün ilk ışıklarına merhaba di¬yordu ki cep telefonu çaldı.
Babam ya da annemin bu saatte onu arayacağına ihtimal vermiyordum. Biri bizi rüyasında görmemişse önemli bir konu olmalıydı. Arayan Hasan amcanın bir arkadaşıydı. Telefon konuşmasını hoparlöre verince biz de net olarak duyar olduk:
“Hocam, kahvaltı için mola vermeyin. Sizi sürpriz bir yere götüreceğiz. Alışkın olmadığınız bir kahvaltı mekânı.”
Konu önemliydi. Kahvaltı deyip geçmeyin. Günün nasıl geçeceğinin kahvaltıyla ilgisi olacağına inanırım.
Etrafımızda Akdeniz bitkileri, uzaklarda Torosların yalçın kayalıkları uzanıyordu.
İsmail'le aynı anda okuyunca birbirimizin yüzüne baktık. Önceki akşam genç bir sanatçının televizyon¬da söylediği türküyü hatırladım. Sanki anlaşmış gibi o türkünün ilk iki satırını yine birlikte söyledik:
Ermenek'in keklikleri ötüyor.
Benim yârim gözlerimde tütüyor.
“Türküsünde keklik öten şehir; bekle bizi sana ge¬liyoruz!” diye seslenince Hasan amca,
“Ömer, türkü söylemek istiyorsan biz de duyalım, uykumuz açılsın.” diye takıldı.
Hangi ara uyuduğumu hatırlamıyorum. Gözlerini zorlukla açabildiğine göre İsmail de uyumuştu. Araç kullandığı için Hasan amca bizden kat kat daha fazla yorulmuştu. “Ona eşlik edeyim de uykusu gelmesin.” diye düşünerek etrafı seyretmek için gözlerimi ovala-dığımı hayal meyal hatırlıyorum.




(Tanıtım Bülteninden)

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat