Direnişin Gözyaşları Yılmaz Aydın

Direnişin Gözyaşları

Saat gecenin biriydi. Diyarbakır, koyu bir karanlığın içinde kaybolmuştu. Gökyüzü simsiyah bir yaygı gibiydi. Aydan ve yıldızlardan eser yoktu. Bu karanlık içinde birer hayaleti andıran evler, terk edilmiş bir görüntü arz ediyordu....
Stokta var
Kargo Ücreti: 45,00 TL
indirimli
78,40TL
Taksitli fiyat: 9 x 9,97TL
9786059322447
868443
Direnişin Gözyaşları
Direnişin Gözyaşları
78.40

Saat gecenin biriydi. Diyarbakır, koyu bir karanlığın içinde kaybolmuştu. Gökyüzü simsiyah bir yaygı gibiydi. Aydan ve yıldızlardan eser yoktu. Bu karanlık içinde birer hayaleti andıran evler, terk edilmiş bir görüntü arz ediyordu. Caddelerde, sokaklarda devriye gezen askeri araçların farları, bazen bir yapıyı veya duvarı aydınlatıyor, daha sonra şehir tekrar karanlığa gömülüyordu.



Kafile, Siverek Kapısı'na yaklaşırken bakışları tekrar karanlık içindeki sessiz evlere takıldı. Birden kalbini müthiş bir hüzün sardı. Yüreği, ucu ateşte ısıtılmış bir demirle dağlanmış gibi oldu:



“Şu kalın duvarlar arkasında gizlenen insanlar; acaba rahat rahat uyuyorlar mı, yoksa bizim için matem mi tutuyorlar?” diye düşündü.



“Bu katliama karşı hissiz ve duyarsız kaldıklarını sanmıyorum. Şimdi kim bilir ne büyük acılar, kederler içinde kıvranıyorlar. Ama kimsesizler, zayıflar, hoyratça sindirilmenin ürkekliğini yaşıyorlar. Ah zavallı halkım! Ah zavallı halkım!”


(Tanıtım Bülteninden)

Kitabın Özellikleri
Hamur Tipi:
2. Hamur
Medya Cinsi:
Ciltsiz
Stok Kodu:
9786059322447
Boyut:
14x21
Sayfa Sayısı:
192
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2017
Kapak Türü:
İnce Kapak
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe

Saat gecenin biriydi. Diyarbakır, koyu bir karanlığın içinde kaybolmuştu. Gökyüzü simsiyah bir yaygı gibiydi. Aydan ve yıldızlardan eser yoktu. Bu karanlık içinde birer hayaleti andıran evler, terk edilmiş bir görüntü arz ediyordu. Caddelerde, sokaklarda devriye gezen askeri araçların farları, bazen bir yapıyı veya duvarı aydınlatıyor, daha sonra şehir tekrar karanlığa gömülüyordu.



Kafile, Siverek Kapısı'na yaklaşırken bakışları tekrar karanlık içindeki sessiz evlere takıldı. Birden kalbini müthiş bir hüzün sardı. Yüreği, ucu ateşte ısıtılmış bir demirle dağlanmış gibi oldu:



“Şu kalın duvarlar arkasında gizlenen insanlar; acaba rahat rahat uyuyorlar mı, yoksa bizim için matem mi tutuyorlar?” diye düşündü.



“Bu katliama karşı hissiz ve duyarsız kaldıklarını sanmıyorum. Şimdi kim bilir ne büyük acılar, kederler içinde kıvranıyorlar. Ama kimsesizler, zayıflar, hoyratça sindirilmenin ürkekliğini yaşıyorlar. Ah zavallı halkım! Ah zavallı halkım!”


(Tanıtım Bülteninden)

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat