Yelkovanın Ucundan Düşen Takvim Yaprakları 2. Cilt Metin Eriş

Yelkovanın Ucundan Düşen Takvim Yaprakları Cilt 2 Hatıralar

Hemen bütün yakın çevreme hatıralarınızı yazınız!. Bu bir vebal borcudur. Eğer yaşadıklarınızı kaleme alarak sizden sonrakilere bırakmazsanız çocuklarınızın "doğru ile yanlış" hükümlerine sadece ve sadece resmi tarihin yahut...
9789754512489
882976
Yelkovanın Ucundan Düşen Takvim Yaprakları Cilt 2
Yelkovanın Ucundan Düşen Takvim Yaprakları Cilt 2 Hatıralar
150.40

Hemen bütün yakın çevreme hatıralarınızı yazınız!. Bu bir vebal borcudur. Eğer yaşadıklarınızı kaleme alarak sizden sonrakilere bırakmazsanız çocuklarınızın "doğru ile yanlış" hükümlerine sadece ve sadece resmi tarihin yahut yönlendirici ağırlığını her geçen gün arttırarak sürdüren iletişim araçlarının sunduklarıyla yetinmiş olmalarındaki suçta, iştirak payınız olacaktır! Her zaman böyle demeğe devam ettim dostlarıma. Şüphesiz hatıralarınızda şahsi değerlendirmeleriniz olacaktır. Buna bir bakıma "öznellik (sübjektivite)" de denilebilir!... Ama, gördüklerimizi, yaşadıklarımızı birebir dile getirmezsek "okumuş-yazmış"lar olarak bizler olayların, yaşadığımız günlerin, tanıdıklarımızın ve de bunlar arasındaki kazib şöhretlerin ve yalan yanlış dünyayı toza dumana katanların ortalıkta dolaşmalarında pay sahibi olmaz mıyız? Yahut yakından tanıma şansına ulaştığımız müstesna isimlerden öğrendiklerimizi, onlardan bize intikal etmiş diğer hükümlerini, bu değerli insanların yaşarken ortaya koydukları "örnek insan yapısını" sonraki nesillere devretmek gibi bir mecburiyetimiz olmak gerekmez mi? Ve hele millerin mazi ile bütünleşen bir gelecek olduğuna inanan kimseler isek...



(Tanıtım Bülteninden)


Kitabın Özellikleri
Hamur Tipi:
2. Hamur
Stok Kodu:
9789754512489
Boyut:
15 x 24
Sayfa Sayısı:
754
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2024
Kapak Türü:
İnce Kapak
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe

Hemen bütün yakın çevreme hatıralarınızı yazınız!. Bu bir vebal borcudur. Eğer yaşadıklarınızı kaleme alarak sizden sonrakilere bırakmazsanız çocuklarınızın "doğru ile yanlış" hükümlerine sadece ve sadece resmi tarihin yahut yönlendirici ağırlığını her geçen gün arttırarak sürdüren iletişim araçlarının sunduklarıyla yetinmiş olmalarındaki suçta, iştirak payınız olacaktır! Her zaman böyle demeğe devam ettim dostlarıma. Şüphesiz hatıralarınızda şahsi değerlendirmeleriniz olacaktır. Buna bir bakıma "öznellik (sübjektivite)" de denilebilir!... Ama, gördüklerimizi, yaşadıklarımızı birebir dile getirmezsek "okumuş-yazmış"lar olarak bizler olayların, yaşadığımız günlerin, tanıdıklarımızın ve de bunlar arasındaki kazib şöhretlerin ve yalan yanlış dünyayı toza dumana katanların ortalıkta dolaşmalarında pay sahibi olmaz mıyız? Yahut yakından tanıma şansına ulaştığımız müstesna isimlerden öğrendiklerimizi, onlardan bize intikal etmiş diğer hükümlerini, bu değerli insanların yaşarken ortaya koydukları "örnek insan yapısını" sonraki nesillere devretmek gibi bir mecburiyetimiz olmak gerekmez mi? Ve hele millerin mazi ile bütünleşen bir gelecek olduğuna inanan kimseler isek...



(Tanıtım Bülteninden)


Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat