Yağmur Sıcağı

Sanki niçin "Evet... Karısyım profesörün" dememiş?Öyle susup polisin gözlerinin içine içine, inadına domuz gibi bakmış durmuş olmalı ki, odadan çıkarlarken, bir yandan da ardından itip kakarak, "Ulan orospu" demişti kulağına. "Ulan...
9789753980487
814060
Yağmur Sıcağı
Yağmur Sıcağı
39.20

Sanki niçin "Evet... Karısyım profesörün" dememiş?

Öyle susup polisin gözlerinin içine içine, inadına domuz gibi bakmış durmuş olmalı ki, odadan çıkarlarken, bir yandan da ardından itip kakarak, "Ulan orospu" demişti kulağına. "Ulan orospuuuu..."

"Ulan orospuuu..."

Gözaltına aldık dedilerdi ya, tutukladılar mı yoksa? Tutuklanmak nasıl olur? Yirmidört saatten fazla gözaltında tutamazlarmış, öyle derlerdi üniversite öğrenciliği sırasında arkadaşları. Fakat tutuklamış olsalar, niçin hala burada bıraksınlar, bir tutukevine göndermeleri gerekmez mi?

Bugün, üçüncü gün mü ne?

Gene, birazdan gelmeye başlar memurlar.. Gelir gelmez de, odanın içinde olsun şöyle bir aşağı bir yukarı dolanma özgürlüğünü hemen elinden alıverirler ve bir sandalyenin üzerine hapsederler. Karakollara özgü ne de çok Arapça deyim varmış... Fezleke, müzekkere, mahkum, maznun. Olanağı yok, karakola düşmemiş insan bunları bilemez. Sahi, sanık neyin karşılığıydı?

Kitabın Özellikleri
Stok Kodu:
9789753980487
Boyut:
13.50x21.00
Sayfa Sayısı:
320
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
5
Basım Tarihi:
2014-09
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe
Kategoriler:

Sanki niçin "Evet... Karısyım profesörün" dememiş?

Öyle susup polisin gözlerinin içine içine, inadına domuz gibi bakmış durmuş olmalı ki, odadan çıkarlarken, bir yandan da ardından itip kakarak, "Ulan orospu" demişti kulağına. "Ulan orospuuuu..."

"Ulan orospuuu..."

Gözaltına aldık dedilerdi ya, tutukladılar mı yoksa? Tutuklanmak nasıl olur? Yirmidört saatten fazla gözaltında tutamazlarmış, öyle derlerdi üniversite öğrenciliği sırasında arkadaşları. Fakat tutuklamış olsalar, niçin hala burada bıraksınlar, bir tutukevine göndermeleri gerekmez mi?

Bugün, üçüncü gün mü ne?

Gene, birazdan gelmeye başlar memurlar.. Gelir gelmez de, odanın içinde olsun şöyle bir aşağı bir yukarı dolanma özgürlüğünü hemen elinden alıverirler ve bir sandalyenin üzerine hapsederler. Karakollara özgü ne de çok Arapça deyim varmış... Fezleke, müzekkere, mahkum, maznun. Olanağı yok, karakola düşmemiş insan bunları bilemez. Sahi, sanık neyin karşılığıydı?

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat