Bir Tuhaflık Var

Sabrina, detaylara girdikçe boğuluyordu; "Yaşadığım dünya bu muydu? Bütün bunlar ne zaman yaşanmıştı? Dünya, buraya neden müdahale etmemişti?" gibi sorular geçiriyordu zihninden. Bosna'da yaşananlar, dünya tarihinde ilk değildi; görünen o ki son da olmaya-caktı. Albert son olmasını istiyordu, Sabrina da Albert'e katılmıştı. Dünyanın bir noktasında, Ruanda, Vietnam, Japonya, Irak, Afganistan, Bosna, Suriye, Arakan, Kamboçya, Laos, Kongo, Filistin ya da herhangi bir diğer yerinde bütün bu vahşetler, acılar yaşanmıştı. Bütün bu kıyımlar yaşanırken, dünya ne ile meşguldü? 1994 Temmuz'unda Ruanda'da insanlığın onuru çiğnenirken; bütün dünya, Dünya Kupası'na odaklanmış, atılan golleri heyecan içinde izlemişti. Bosna'da kıyım yaşanırken, bir kadın tecavüze uğrarken sizler neredeydiniz? Vi-etnam'a bombalar yağarken insanlık neredeydi? İnsanlığın nerede olduğu konusunda hem-fikir olmalıyız. İnsanlık; gerçek dünyaya sırtını dönmüş durumda, günlük meşgalelerle ha-yatlarını idame ettirmekteler. Bosna neresi ya da Ruanda neresi? Vietnam'da neler yaşandı ya da Japonya'ya atom bombası atıldı. Ders almadığımız her gün, dün yaşananları ileriye taşımış oluyoruz. Geçmişe bak ve ders al! Nefret bizi ileriye götürmez, vahşete götürür. Habib'in dediği gibi: “Nefret bizi vahşete götürür. Vahşet ise bir döngüdür ve sonsuza dek sürer.”

(Tanıtım Bülteninden)