Poyraz Tolga Akman

Poyraz

Bittik, albayım, bittik. Hiç beklemediğim anda çamaşır iplerine astılar hayallerimi. Yetmez gibi üstüne bir de kar, kış, fırtına geçirdim. Üzerime yapışan yapraklar benimle birlikte ağladı, albayım. Bir poyraz esti, iliklerimde...
Stokta var
Kargo Ücreti: 45,00 TL
indirimli
39,00TL
Taksitli fiyat: 9 x 4,96TL
9786052287217
948396
Poyraz
Poyraz
39.00

Bittik, albayım, bittik. Hiç beklemediğim anda çamaşır iplerine astılar hayallerimi. Yetmez gibi üstüne bir de kar, kış, fırtına geçirdim. Üzerime yapışan yapraklar benimle birlikte ağladı, albayım. Bir poyraz esti, iliklerimde hissettim istenmeyişimi, albayım.


Nereye gittiğimi bilmiyorum, albayım. Hissediyorum, albayım, hissediyorum! Gittiğim yerde salıncaklar yok, etrafta koşuşturan çocuk sesleri, ilkbaharda sarıldığım o kadın yok, albayım!


En başa dönecek olursak, başlangıç şurasıydı diyeceğim bir hikâyem de yok, albayım. Memleketimden atılmış gibiyim, Nazım'ın şiirlerine, Oğuz Atay'ın kitaplarına hasret bırakılmış gibiyim. Tutup kolumdan “özgürsün” diyen kimse yok albayım.


Bir gazetede adım geçiyor, albayım, köşeye bir yere koymuşlar beni. Çok kırıldığımdan bahsedilmiş bir kaç dizede. Fakat bana ne olduğu hakkında kimse bir şey söylememiş! Bana ne oldu, albayım, bana ne oldu? Allah aşkına, sen söyle! Bu hasret, bu özlem bir gün geçer mi çektiğim acılara değer mi bu savruluş? Ben de ondan bahsediyorum, albayım, değmez! Nerede olduğunu bilmeyen bir adama değmez! Peki, albayım, bitiyorum, birlikte eriyip bitiyoruz.


Savrulduğumuz yetmedi, bir de sevdiklerimizi elimizden alıyorlar. Artık gerek kalmadı, albayım! Onun gittiği tarihte öldü desinler...



(Tanıtım Bülteninden)


Kitabın Özellikleri
Hamur Tipi:
1. Hamur
Stok Kodu:
9786052287217
Boyut:
13,5 x 21
Sayfa Sayısı:
200
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2019
Kapak Türü:
İnce Kapak
Kağıt Türü:
1. Hamur
Dili:
Türkçe

Bittik, albayım, bittik. Hiç beklemediğim anda çamaşır iplerine astılar hayallerimi. Yetmez gibi üstüne bir de kar, kış, fırtına geçirdim. Üzerime yapışan yapraklar benimle birlikte ağladı, albayım. Bir poyraz esti, iliklerimde hissettim istenmeyişimi, albayım.


Nereye gittiğimi bilmiyorum, albayım. Hissediyorum, albayım, hissediyorum! Gittiğim yerde salıncaklar yok, etrafta koşuşturan çocuk sesleri, ilkbaharda sarıldığım o kadın yok, albayım!


En başa dönecek olursak, başlangıç şurasıydı diyeceğim bir hikâyem de yok, albayım. Memleketimden atılmış gibiyim, Nazım'ın şiirlerine, Oğuz Atay'ın kitaplarına hasret bırakılmış gibiyim. Tutup kolumdan “özgürsün” diyen kimse yok albayım.


Bir gazetede adım geçiyor, albayım, köşeye bir yere koymuşlar beni. Çok kırıldığımdan bahsedilmiş bir kaç dizede. Fakat bana ne olduğu hakkında kimse bir şey söylememiş! Bana ne oldu, albayım, bana ne oldu? Allah aşkına, sen söyle! Bu hasret, bu özlem bir gün geçer mi çektiğim acılara değer mi bu savruluş? Ben de ondan bahsediyorum, albayım, değmez! Nerede olduğunu bilmeyen bir adama değmez! Peki, albayım, bitiyorum, birlikte eriyip bitiyoruz.


Savrulduğumuz yetmedi, bir de sevdiklerimizi elimizden alıyorlar. Artık gerek kalmadı, albayım! Onun gittiği tarihte öldü desinler...



(Tanıtım Bülteninden)


Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat