Düşüncemizin Güneşli Coğrafyasında Felsefeyi Güncellemek Tansu Bele

Düşüncemizin Güneşli Coğrafyasında Felsefeyi Güncellemek

Ne olacak bu dünyanın hâli? Bir yanda insanın doğada yarattığı yıkımlar, öte yanda doğanın insana olan tepkisel yıkımları… Bu nasıl bir gidiş? Nereye gidiyor dünya? Biraz yakınca bir tarihte bilimler ve bilimsel buluşlar /...
Stokta var
Kargo Ücreti: 45,00 TL
indirimli
80,80TL
Taksitli fiyat: 9 x 10,28TL
9786256474567
1263056
Düşüncemizin Güneşli Coğrafyasında Felsefeyi Güncellemek
Düşüncemizin Güneşli Coğrafyasında Felsefeyi Güncellemek
80.80

Ne olacak bu dünyanın hâli? Bir yanda insanın doğada yarattığı yıkımlar, öte yanda doğanın insana olan tepkisel yıkımları… Bu nasıl bir gidiş? Nereye gidiyor dünya? Biraz yakınca bir tarihte bilimler ve bilimsel buluşlar / uygulayımlar toplumlara nasıl bir gelecek vadediyorlardı? Uygarlık ne diyordu? Hani yaşam, insan ve doğa için eskisinden daha güzel olacaktı? Oysa yıldırımlar düştü düşecek: Gökyüzü karanlık, yeryüzü yeşilini, mavisini yitirmiş. Bulutlar irin yüklü… Doğa keskin dişlerini göstererek homurdanıyor, silkeleniyor, debeleniyor, kükrüyor ve tekmeliyor insanı. Çünkü insan çağdaşlaşmasını, yani uygarlığının krallığını sürdürme uğruna doğaya savaş açmış. Deşiyor, tırmalıyor, kazıyor, harcıyor, savuruyor, tüketiyor doğanın tüm kaynaklarını. İnsafsızca ve körlemesine. Sırf kendi varlığı için. Kendi yararını, kendi çıkarını, kendi üstünlüğünü ve insanlığını sürdürebilmek için. Oysa insan, doğa karşısında yine de yetersiz. Yine de zayıf ve güçsüz, ne kadar acımasız olsa da doğa ondan daha güçlü.





(Tanıtım Bülteninden)


Kitabın Özellikleri
Hamur Tipi:
2. Hamur
Stok Kodu:
9786256474567
Boyut:
13,5 x 19,5
Sayfa Sayısı:
180
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2023
Kapak Türü:
İnce Kapak
Dili:
Türkçe
Kategoriler:

Ne olacak bu dünyanın hâli? Bir yanda insanın doğada yarattığı yıkımlar, öte yanda doğanın insana olan tepkisel yıkımları… Bu nasıl bir gidiş? Nereye gidiyor dünya? Biraz yakınca bir tarihte bilimler ve bilimsel buluşlar / uygulayımlar toplumlara nasıl bir gelecek vadediyorlardı? Uygarlık ne diyordu? Hani yaşam, insan ve doğa için eskisinden daha güzel olacaktı? Oysa yıldırımlar düştü düşecek: Gökyüzü karanlık, yeryüzü yeşilini, mavisini yitirmiş. Bulutlar irin yüklü… Doğa keskin dişlerini göstererek homurdanıyor, silkeleniyor, debeleniyor, kükrüyor ve tekmeliyor insanı. Çünkü insan çağdaşlaşmasını, yani uygarlığının krallığını sürdürme uğruna doğaya savaş açmış. Deşiyor, tırmalıyor, kazıyor, harcıyor, savuruyor, tüketiyor doğanın tüm kaynaklarını. İnsafsızca ve körlemesine. Sırf kendi varlığı için. Kendi yararını, kendi çıkarını, kendi üstünlüğünü ve insanlığını sürdürebilmek için. Oysa insan, doğa karşısında yine de yetersiz. Yine de zayıf ve güçsüz, ne kadar acımasız olsa da doğa ondan daha güçlü.





(Tanıtım Bülteninden)


Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat