Sür Atını Kafdağına

Yılkı, akşamın dar vakti "sığır yolağı" denilen dar geçitten, arzı gümbür gümbür sarsarak girerdi köye. Yazı yabanın canavarıyla, kurduyla girmiş olduğu cenklerden yarı vahşi bir hale gelmiş olan yılkı başı aygır, muzaffer...
9786054907779
837683
Sür Atını Kafdağına
Sür Atını Kafdağına
8.00

Yılkı, akşamın dar vakti "sığır yolağı" denilen dar geçitten, arzı gümbür gümbür sarsarak girerdi köye. Yazı yabanın canavarıyla, kurduyla girmiş olduğu cenklerden yarı vahşi bir hale gelmiş olan yılkı başı aygır, muzaffer bir kumandan edasıyla gerile gerile, yılkıyı kendilerine tahsis edilen geniş ağıla doğru sevk ederdi. En geride kalan en arık atta içeri girdiğinde, yağız iki delikanlı zulalandıkları yerden fişek hızıyla fırlayarak ağılın kapısını kapatırlardı. Atlar ağılın "madrap" tabir edilen yüksekçe tarafından önlerine atılan otları yiyip, biraz da sakinleştikten sonra sahipleri tarafından götürülürlerdi.

Yılkı atlarının geldiği güzergahta kimsecikler durmaz, köy halkı bacalardan, duvarların üzerinden başlarını uzatarak onların gelişlerini merakla izler, özellikle de biz çocuklara mukayyet olunurdu. Çocuklar, itirazlarına rağmen ya kapı içeri edilir, ya da körpecik canlarına zeval gelmemesi için, "dulda" bir yerde, ellerinden sıkı sıkı kavranarak muhtemel bir kazadan esirgenirlerdi.

Kitabın Özellikleri
Stok Kodu:
9786054907779
Boyut:
13.50x21.00
Sayfa Sayısı:
128
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2015-11
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe
Kategoriler:

Yılkı, akşamın dar vakti "sığır yolağı" denilen dar geçitten, arzı gümbür gümbür sarsarak girerdi köye. Yazı yabanın canavarıyla, kurduyla girmiş olduğu cenklerden yarı vahşi bir hale gelmiş olan yılkı başı aygır, muzaffer bir kumandan edasıyla gerile gerile, yılkıyı kendilerine tahsis edilen geniş ağıla doğru sevk ederdi. En geride kalan en arık atta içeri girdiğinde, yağız iki delikanlı zulalandıkları yerden fişek hızıyla fırlayarak ağılın kapısını kapatırlardı. Atlar ağılın "madrap" tabir edilen yüksekçe tarafından önlerine atılan otları yiyip, biraz da sakinleştikten sonra sahipleri tarafından götürülürlerdi.

Yılkı atlarının geldiği güzergahta kimsecikler durmaz, köy halkı bacalardan, duvarların üzerinden başlarını uzatarak onların gelişlerini merakla izler, özellikle de biz çocuklara mukayyet olunurdu. Çocuklar, itirazlarına rağmen ya kapı içeri edilir, ya da körpecik canlarına zeval gelmemesi için, "dulda" bir yerde, ellerinden sıkı sıkı kavranarak muhtemel bir kazadan esirgenirlerdi.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat