Şairin Güz Notları Sinan Demir

Şairin Güz Notları

Sinan Demir'i tanıdığım günden beri gördüğüm tek şey bir şeyler üretmek içinkoşturan, fırsatlar yaratan, çabalayan bir enerjiye sahip oluşudur.Bazen bir tiyatro oyunu yazarken görürüm onu, bazen bir tiyatro oyununahazırlanırken....
9786057440426
1173640
Şairin Güz Notları
Şairin Güz Notları
39.60

Sinan Demir'i tanıdığım günden beri gördüğüm tek şey bir şeyler üretmek için


koşturan, fırsatlar yaratan, çabalayan bir enerjiye sahip oluşudur.


Bazen bir tiyatro oyunu yazarken görürüm onu, bazen bir tiyatro oyununa


hazırlanırken. Öyle böyle değil, başrol oynayacakken hem de…


Bazen çıkaracağı online dergi için ekip kurarken, bazen kitap yazarken.


Ama ille de okurken görürüm onu.


Tolstoy'u, Çehov'u görürüm sözlerinin arasında. En çok da Ahmed Arif'i.


Şimdi de işçiliğe soyunmuş Sinan. Kendi tabiri ile “şiir işçiliği” ne. Ne iyi ki


“Hıçkırık Defteri” nin içinde tek bir arabesk nida, tek bir salya sümük yok.


Körkütük sarhoş olup, kitaplara sığınılası aşk acıları var. Günaha bulaşan “güya”


tanrılaşmalar var. Aslında şiir olmaya çalışan “sarı” ya çalmış bir şair var.


Çok değil, henüz ikinci kitabında kendi sesini bulmuş bir rengârenk ahenk var.


Dibine kadar sevdaya bulanan ve en acımasız terkedilişleri yüreğinde


barındıran; Çehov'dan ve Ahmed Arif'ten sıyrılabilmiş bir “âşık” var.


Defteri açtığınızda Güz Notları tutan gürül gürül bahara durmuş bir Sinan Demir


var.


Cem Düzova



(Tanıtım Bülteninden)



Kitabın Özellikleri
Hamur Tipi:
2. Hamur
Stok Kodu:
9786057440426
Boyut:
12,5 x 19,5
Sayfa Sayısı:
56
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2022
Kapak Türü:
İnce Kapak
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe
Kategoriler:

Sinan Demir'i tanıdığım günden beri gördüğüm tek şey bir şeyler üretmek için


koşturan, fırsatlar yaratan, çabalayan bir enerjiye sahip oluşudur.


Bazen bir tiyatro oyunu yazarken görürüm onu, bazen bir tiyatro oyununa


hazırlanırken. Öyle böyle değil, başrol oynayacakken hem de…


Bazen çıkaracağı online dergi için ekip kurarken, bazen kitap yazarken.


Ama ille de okurken görürüm onu.


Tolstoy'u, Çehov'u görürüm sözlerinin arasında. En çok da Ahmed Arif'i.


Şimdi de işçiliğe soyunmuş Sinan. Kendi tabiri ile “şiir işçiliği” ne. Ne iyi ki


“Hıçkırık Defteri” nin içinde tek bir arabesk nida, tek bir salya sümük yok.


Körkütük sarhoş olup, kitaplara sığınılası aşk acıları var. Günaha bulaşan “güya”


tanrılaşmalar var. Aslında şiir olmaya çalışan “sarı” ya çalmış bir şair var.


Çok değil, henüz ikinci kitabında kendi sesini bulmuş bir rengârenk ahenk var.


Dibine kadar sevdaya bulanan ve en acımasız terkedilişleri yüreğinde


barındıran; Çehov'dan ve Ahmed Arif'ten sıyrılabilmiş bir “âşık” var.


Defteri açtığınızda Güz Notları tutan gürül gürül bahara durmuş bir Sinan Demir


var.


Cem Düzova



(Tanıtım Bülteninden)



Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat