Sil Baştan Müge İplikçi

Sil Baştan

Koca gar binasının içindeki sabah yoğunluğu bir süre sonra Nebiye'yi yutarken Simitçi Hacer, uzun uzun baktıNebiye'nin arkasından. Sanki bir şey söyleyecekmiş de söyleyememiş gibi. “Neyse dönünce söylerim,” gibi başınısalladı....
Stokta var
Kargo Ücreti: 45,00 TL
indirimli
89,28TL
Taksitli fiyat: 9 x 11,36TL
9789750740480
948760
Sil Baştan
Sil Baştan
89.28

Koca gar binasının içindeki sabah yoğunluğu bir süre sonra Nebiye'yi yutarken Simitçi Hacer, uzun uzun baktıNebiye'nin arkasından. Sanki bir şey söyleyecekmiş de söyleyememiş gibi. “Neyse dönünce söylerim,” gibi başınısalladı. Sonra, “Hiç dönmeyecek ki,” dercesine gözleri garın sabah ışıklarına takıldı kaldı. Çok değil ama...


“Ver bakalım abla şuradan bize iki simit,” diyen yorgun ve coşkulu yolcu çiftin gencecik sesine kadar. Gençkadının adının Serin olduğunu duydu duymasına ama bu ad, nedense Hacer'e o anda hiçbir şey ifade etmedi.Konuşmaları da... “O kadar çok aradım ki, ne oldu acaba...” diye gara karışan cümleyi ise duymaması mümkündeğildi. Ancak o sırada garı çınlatan bir polis sireni her şeyi sise buladı. Görüntü buğulandı, sesler tozlandı.


Nebiye, temizlik takıntısı olan bir edebiyat öğretmeni. Her yerde toz görüyor, sildikçe çoğalıyor toz, peşini bırakmıyor. Tozdan kaçarken tozla kaplanıyor Nebiye.


Müge İplikçi Sil Baştan'da silinip yeniden yazılan kaderlerin diyarından bir kesitsunuyor bize. O kaderlerde hepimize ait bir ses ve o sese dair sözcükler var.O sese yazılmış falların bile zaman zaman zaman çaresiz kaldığı birgerçekliğe sarsıcı diliyle katılıyor İplikçi.


Hüzünlü bir hikaye... bir o kadar da muzip.




(Tanıtım Bülteninden)


Kitabın Özellikleri
Hamur Tipi:
2. Hamur
Stok Kodu:
9789750740480
Boyut:
12,5 x 19,5
Sayfa Sayısı:
128
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2019
Kapak Türü:
İnce Kapak
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe

Koca gar binasının içindeki sabah yoğunluğu bir süre sonra Nebiye'yi yutarken Simitçi Hacer, uzun uzun baktıNebiye'nin arkasından. Sanki bir şey söyleyecekmiş de söyleyememiş gibi. “Neyse dönünce söylerim,” gibi başınısalladı. Sonra, “Hiç dönmeyecek ki,” dercesine gözleri garın sabah ışıklarına takıldı kaldı. Çok değil ama...


“Ver bakalım abla şuradan bize iki simit,” diyen yorgun ve coşkulu yolcu çiftin gencecik sesine kadar. Gençkadının adının Serin olduğunu duydu duymasına ama bu ad, nedense Hacer'e o anda hiçbir şey ifade etmedi.Konuşmaları da... “O kadar çok aradım ki, ne oldu acaba...” diye gara karışan cümleyi ise duymaması mümkündeğildi. Ancak o sırada garı çınlatan bir polis sireni her şeyi sise buladı. Görüntü buğulandı, sesler tozlandı.


Nebiye, temizlik takıntısı olan bir edebiyat öğretmeni. Her yerde toz görüyor, sildikçe çoğalıyor toz, peşini bırakmıyor. Tozdan kaçarken tozla kaplanıyor Nebiye.


Müge İplikçi Sil Baştan'da silinip yeniden yazılan kaderlerin diyarından bir kesitsunuyor bize. O kaderlerde hepimize ait bir ses ve o sese dair sözcükler var.O sese yazılmış falların bile zaman zaman zaman çaresiz kaldığı birgerçekliğe sarsıcı diliyle katılıyor İplikçi.


Hüzünlü bir hikaye... bir o kadar da muzip.




(Tanıtım Bülteninden)


Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat