Naikan-Sen İçine Bak! Senai Demirci

Naikan-Sen İçine Bak!

Ege'nin küçük bir kasabasında ikindi üzeri bir delikanlı denize bakan derin falezlerin başına geçer, kendisini aşağıya atmaya niyetlidir. Etraftakiler vazgeçirmek için dil döker, tanıdıkları yalvarır ama nafile. “Hayatın hiçbir...
Stokta var
Kargo Ücreti: 45,00 TL
indirimli
84,00TL
Taksitli fiyat: 9 x 10,69TL
9786257479998
1231607
Naikan-Sen İçine Bak!
Naikan-Sen İçine Bak!
84.00

Ege'nin küçük bir kasabasında ikindi üzeri bir delikanlı denize bakan derin falezlerin başına geçer, kendisini aşağıya atmaya niyetlidir. Etraftakiler vazgeçirmek için dil döker, tanıdıkları yalvarır ama nafile. “Hayatın hiçbir anlamı yok, kendimi aşağı atıp son vereceğim bu saçmalığa” der. Sonunda kasabadan delikanlının hatırını sayacağını düşündükleri Osman Dedeyi çağırırlar. Ümmidir Osman Dede; tek bildiği çiftçiliktir; özel bir eğitimi yoktur.

Gelir gelmez, “İstersen hemen atla!” der delikanlıya. “Ama önce sende hakkı olanların hakkını ver!” Şaşkınca bakan delikanlıdan ayakkabılarından birini ister. “Hatırla bakalım, buraya kadar yürüdüğün ayakkabıda kimlerin emeği var? Yürüdüğün yolu kimler senden önce senin için kazdı? Ayaklarının altında eskittiğin hangi canlının derisi? Bugüne kadar yaşarken kaç cana mal olduğunu hesaplayabilir misin?” Bir ara delikanlının üzerindeki tişörtü çekiştirir. “Bu tişörtün pamuklarını toplayanlara, pamukları eğirip sana tişört olsun diye dokuyanlara atlamadan önce söyleyeceğin bir şey yok mu?” “Bugüne kadar yediğin ekmeklerin buğdayını sıcağın alnında ekip biçenlere ve özenle pişirenlere gitmeden önce teşekkür etmeyi düşünmez misin?”

Delikanlıyı Osman Dedenin gösterdiği şeffaf bağlar öylesine sarıp tutar ki kendi isteğiyle uçurumdan hayata döner.

Ben de derim ki, uçurumun başında değilsin ama hayatı konforun yüksek tepelerinde kaçırıyorsun. Yaşamı yaşayarak öldürüyorsun. “Ben bana yeterim!” derken, seni kucaklayan sıcacık bağları hoyratça söküp uçuruma savuruyorsun.

Olur da bu akşam Osman Dede sana uğrarsa, yorma onu, elindeki Naikan'ı göster.



(Tanıtım Bülteninden)


Kitabın Özellikleri
Stok Kodu:
9786257479998
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2022
Kapak Türü:
İnce Kapak
Dili:
Türkçe

Ege'nin küçük bir kasabasında ikindi üzeri bir delikanlı denize bakan derin falezlerin başına geçer, kendisini aşağıya atmaya niyetlidir. Etraftakiler vazgeçirmek için dil döker, tanıdıkları yalvarır ama nafile. “Hayatın hiçbir anlamı yok, kendimi aşağı atıp son vereceğim bu saçmalığa” der. Sonunda kasabadan delikanlının hatırını sayacağını düşündükleri Osman Dedeyi çağırırlar. Ümmidir Osman Dede; tek bildiği çiftçiliktir; özel bir eğitimi yoktur.

Gelir gelmez, “İstersen hemen atla!” der delikanlıya. “Ama önce sende hakkı olanların hakkını ver!” Şaşkınca bakan delikanlıdan ayakkabılarından birini ister. “Hatırla bakalım, buraya kadar yürüdüğün ayakkabıda kimlerin emeği var? Yürüdüğün yolu kimler senden önce senin için kazdı? Ayaklarının altında eskittiğin hangi canlının derisi? Bugüne kadar yaşarken kaç cana mal olduğunu hesaplayabilir misin?” Bir ara delikanlının üzerindeki tişörtü çekiştirir. “Bu tişörtün pamuklarını toplayanlara, pamukları eğirip sana tişört olsun diye dokuyanlara atlamadan önce söyleyeceğin bir şey yok mu?” “Bugüne kadar yediğin ekmeklerin buğdayını sıcağın alnında ekip biçenlere ve özenle pişirenlere gitmeden önce teşekkür etmeyi düşünmez misin?”

Delikanlıyı Osman Dedenin gösterdiği şeffaf bağlar öylesine sarıp tutar ki kendi isteğiyle uçurumdan hayata döner.

Ben de derim ki, uçurumun başında değilsin ama hayatı konforun yüksek tepelerinde kaçırıyorsun. Yaşamı yaşayarak öldürüyorsun. “Ben bana yeterim!” derken, seni kucaklayan sıcacık bağları hoyratça söküp uçuruma savuruyorsun.

Olur da bu akşam Osman Dede sana uğrarsa, yorma onu, elindeki Naikan'ı göster.



(Tanıtım Bülteninden)


Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat