Kumkuma Selim İleri

Kumkuma

Selim İleri'den dorukta bir dil ve anlatış şöleni: Kapkara alayın eşliğinde ölümsüzlük! Hazin bir azap günü, yine sonbaharda, üzüntüler cümleleri parçalıyor. Hayat bir yanıltı. Uzak, her şey çok uzak! Bebek'teki üçüz yalı,...
9786051853024
923158
Kumkuma
Kumkuma
98.80

Selim İleri'den dorukta bir dil ve anlatış şöleni: Kapkara alayın eşliğinde ölümsüzlük!


Hazin bir azap günü, yine sonbaharda, üzüntüler cümleleri parçalıyor. Hayat bir yanıltı. Uzak, her şey çok uzak!


Bebek'teki üçüz yalı, Çamlıca'daki bülbül yuvası köşk, Maçka Palas'ta salon-salamanje…


Ulu Şair nereye adım atsa; her köşeden üstüne üstüne gelen Samipaşazâde Sezai'ler, Namık Kemal'ler, Halid Ziya'lar, II. Abdülhamid'ler, Abdülmecid Efendi'ler, Ahmed Hâşim'ler, Nurullah Ataç'lar, ötekiler! Bir ihtiyarın dehşetengiz akşamı başlıyor.


Kumkuma, sevilmek, unutulmamak isteyen Şair-i Âzam'ın haykırış metni:“Şimdiki yirmi birinci asrımızda tekrar ziyaret edeyim dedim, hiç değilse mâzinin hatıralarına. Kendimi tanıttımsa da tanıyanım çıkmadı; fakat yaşlı adamın, yorgun, bastonuyla bile yürüyemeyen, ricasını kırmadılar. Köşkü bomboş buldum! O muhteşem âvizeler, ışıl ışıl aynalar, duvarların ruhsuzluğunu örten o caanım tablolar yok olmuş! Geriye ölüm kalmış, köşkün de ölümü. Köşk ölüsünden yıkılıp giderek kaçtım…”


“Yapılacak hiçbir şey yok. Elem hiçbir şekilde engellenemez. Akşam ruhasızı verdi.


Elden bir şey gelmez.”


(Tanıtım Bülteninden)


Kitabın Özellikleri
Hamur Tipi:
2. Hamur
Stok Kodu:
9786051853024
Boyut:
13,5 x 19,5
Sayfa Sayısı:
167
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2018
Kapak Türü:
İnce Kapak
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe
Kategoriler:

Selim İleri'den dorukta bir dil ve anlatış şöleni: Kapkara alayın eşliğinde ölümsüzlük!


Hazin bir azap günü, yine sonbaharda, üzüntüler cümleleri parçalıyor. Hayat bir yanıltı. Uzak, her şey çok uzak!


Bebek'teki üçüz yalı, Çamlıca'daki bülbül yuvası köşk, Maçka Palas'ta salon-salamanje…


Ulu Şair nereye adım atsa; her köşeden üstüne üstüne gelen Samipaşazâde Sezai'ler, Namık Kemal'ler, Halid Ziya'lar, II. Abdülhamid'ler, Abdülmecid Efendi'ler, Ahmed Hâşim'ler, Nurullah Ataç'lar, ötekiler! Bir ihtiyarın dehşetengiz akşamı başlıyor.


Kumkuma, sevilmek, unutulmamak isteyen Şair-i Âzam'ın haykırış metni:“Şimdiki yirmi birinci asrımızda tekrar ziyaret edeyim dedim, hiç değilse mâzinin hatıralarına. Kendimi tanıttımsa da tanıyanım çıkmadı; fakat yaşlı adamın, yorgun, bastonuyla bile yürüyemeyen, ricasını kırmadılar. Köşkü bomboş buldum! O muhteşem âvizeler, ışıl ışıl aynalar, duvarların ruhsuzluğunu örten o caanım tablolar yok olmuş! Geriye ölüm kalmış, köşkün de ölümü. Köşk ölüsünden yıkılıp giderek kaçtım…”


“Yapılacak hiçbir şey yok. Elem hiçbir şekilde engellenemez. Akşam ruhasızı verdi.


Elden bir şey gelmez.”


(Tanıtım Bülteninden)


Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat