Son Ses Son Nefes Selahattin Enis

Son Ses - Son Nefes: Ölüm Hikayeleri Selahattin Enis'in Ölüm Hikayeleri

Son Ses, Son Nefes, Selahattin Enis'in 1937-42 yılları arasında kaleme aldığı 35 öyküyü bir araya getiriyor. Okuduğunuz zaman, neredeyse her birinin bir ölümle başladığını yahut bittiğini görecek, hayret edeceksiniz. Selahattin Enis...
9786258475517
1179331
Son Ses - Son Nefes: Ölüm Hikayeleri
Son Ses - Son Nefes: Ölüm Hikayeleri Selahattin Enis'in Ölüm Hikayeleri
90.00

Son Ses, Son Nefes, Selahattin Enis'in 1937-42 yılları arasında kaleme aldığı 35 öyküyü bir araya getiriyor. Okuduğunuz zaman, neredeyse her birinin bir ölümle başladığını yahut bittiğini görecek, hayret edeceksiniz. Selahattin Enis baktığı her yerde ölüm görüyor, hayat verdiği her karaktere ölümlerden ölüm seçiyor.


“Küçüğün ölümü pek ani ve sessiz olmuştu. Hiçbir baygınlık geçirmemişti. Hatta odayı dolduran ışığı görmek ihtiyacıyla –genellikle birçok ölülerde olduğu gibi– gözlerini son haddine kadar bile açmamıştı. Son nefesini, âdeta soluk alıp verir gibi yorgun ve çırpınmadan vermişti. Onun için küçüğün başucunda oturan baba hiçbir şeyin farkında olmamıştı. Küçüğün ayaklarını tutan anne, üşüdüğünü düşünerek onun minimini ayaklarını biraz ısıtmak ihtiyacıyla avucu içinde tutuyordu.”



(Tanıtım Bülteninden)


Kitabın Özellikleri
Hamur Tipi:
2. Hamur
Stok Kodu:
9786258475517
Boyut:
13 x 19,5
Sayfa Sayısı:
176
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2021
Kapak Türü:
İnce Kapak
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe
Kategoriler:

Son Ses, Son Nefes, Selahattin Enis'in 1937-42 yılları arasında kaleme aldığı 35 öyküyü bir araya getiriyor. Okuduğunuz zaman, neredeyse her birinin bir ölümle başladığını yahut bittiğini görecek, hayret edeceksiniz. Selahattin Enis baktığı her yerde ölüm görüyor, hayat verdiği her karaktere ölümlerden ölüm seçiyor.


“Küçüğün ölümü pek ani ve sessiz olmuştu. Hiçbir baygınlık geçirmemişti. Hatta odayı dolduran ışığı görmek ihtiyacıyla –genellikle birçok ölülerde olduğu gibi– gözlerini son haddine kadar bile açmamıştı. Son nefesini, âdeta soluk alıp verir gibi yorgun ve çırpınmadan vermişti. Onun için küçüğün başucunda oturan baba hiçbir şeyin farkında olmamıştı. Küçüğün ayaklarını tutan anne, üşüdüğünü düşünerek onun minimini ayaklarını biraz ısıtmak ihtiyacıyla avucu içinde tutuyordu.”



(Tanıtım Bülteninden)


Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat