Deprem Altında Son Nefes Savaş Toy

Deprem Altında Son Nefes

Savcı, haklısın, diye düşündü. İsmet, Hatice çok tehlikeli bir bayan, dedi. Ama şimdilik yarattığı tehlikeyi bastıracak derecede faydası dokunabilirdi. Fakat bu durumun ne kadar süreceğini zaman gösterecekti. Hatice, mahkeme salonundan...
Stokta var
Kargo Ücreti: 45,00 TL
indirimli
10,42TL
Taksitli fiyat: 9 x 1,33TL
9786059352604
869713
Deprem Altında Son Nefes
Deprem Altında Son Nefes
10.42

Savcı, haklısın, diye düşündü. İsmet, Hatice çok tehlikeli bir bayan, dedi. Ama şimdilik yarattığı tehlikeyi bastıracak derecede faydası dokunabilirdi. Fakat bu durumun ne kadar süreceğini zaman gösterecekti.



Hatice, mahkeme salonundan çıktıktan sonra kendisini eve bırakmak isteyen bayan polis Mehtap'ın teklifini kabul etmişti. Birlikte taksiye binmiş, radyodan haberlerde İzmit, Gölcük, Düzce'de yaşanan deprem enkazı altında kalıp, kolu kesilen insanları dinliyordu. Bulutların arasından, fırsat buldukça yüzünü gösteren güneş ışığı gökyüzünü kızıla boyamıştı. Bu manzarayı görünce Hatice, polisin kendisini eve bırakmasından bir daha mutlu oldu.



Hatice'nin sokağına girdikleri anda sokak lambaları yandı. Ancak evin görünüşü, biraz önceki huzuruna son vererek içinin yeniden korkuya kapılmasına neden olmuştu. Birkaç gün önce yaşadıklarını düşünmüştü, "Ben neden deprem altındaki son nefesi veren yaralı veya ölmüş insanlardan altın ve para hırsızlığını yaptım? Biz hırsızlar insan mıyız yoksa bilinmeyen yaratık mıyız?.."



Polis, son bir karar vererek, elinizi uzatır mısınız, dedi.


Hatice'nin yüzünde beliren soru işareti, yaşanacakları değiştirmeye yetmeyecekti..


(Tanıtım Bülteninden)

Kitabın Özellikleri
Hamur Tipi:
2. Hamur
Medya Cinsi:
Ciltsiz
Stok Kodu:
9786059352604
Boyut:
14x21
Sayfa Sayısı:
224
Basım Yeri:
Ankara
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2017
Kapak Türü:
İnce Kapak
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe

Savcı, haklısın, diye düşündü. İsmet, Hatice çok tehlikeli bir bayan, dedi. Ama şimdilik yarattığı tehlikeyi bastıracak derecede faydası dokunabilirdi. Fakat bu durumun ne kadar süreceğini zaman gösterecekti.



Hatice, mahkeme salonundan çıktıktan sonra kendisini eve bırakmak isteyen bayan polis Mehtap'ın teklifini kabul etmişti. Birlikte taksiye binmiş, radyodan haberlerde İzmit, Gölcük, Düzce'de yaşanan deprem enkazı altında kalıp, kolu kesilen insanları dinliyordu. Bulutların arasından, fırsat buldukça yüzünü gösteren güneş ışığı gökyüzünü kızıla boyamıştı. Bu manzarayı görünce Hatice, polisin kendisini eve bırakmasından bir daha mutlu oldu.



Hatice'nin sokağına girdikleri anda sokak lambaları yandı. Ancak evin görünüşü, biraz önceki huzuruna son vererek içinin yeniden korkuya kapılmasına neden olmuştu. Birkaç gün önce yaşadıklarını düşünmüştü, "Ben neden deprem altındaki son nefesi veren yaralı veya ölmüş insanlardan altın ve para hırsızlığını yaptım? Biz hırsızlar insan mıyız yoksa bilinmeyen yaratık mıyız?.."



Polis, son bir karar vererek, elinizi uzatır mısınız, dedi.


Hatice'nin yüzünde beliren soru işareti, yaşanacakları değiştirmeye yetmeyecekti..


(Tanıtım Bülteninden)

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat