Bir Avuç Toprak da Sen at Annem %30 indirimli Sami Çelik

Bir Avuç Toprak da Sen at Annem

Tabur dün operasyona gitmişti. Tabur operasyondayken her zaman üs bölgemizde Karargah bölüğü ile bir önceki operasyona katılmış bir bölük daha kalıyordu. Bir önceki operasyona bizim bölüğümüz gittiği için üs bölgesinde bizim...
9786055638283
597827
Bir Avuç Toprak da Sen at Annem
Bir Avuç Toprak da Sen at Annem
91.00

Tabur dün operasyona gitmişti. Tabur operasyondayken her zaman üs bölgemizde Karargah bölüğü ile bir önceki operasyona katılmış bir bölük daha kalıyordu. Bir önceki operasyona bizim bölüğümüz gittiği için üs bölgesinde bizim bölük kalmıştı bu operasyonda.
Taburun her operasyona gidişinde üs bölgemiz güvenlik açısından zayıfladığı için ziyaretçilerimiz oluyor ve bazen de tabura telefonlar geliyordu, “bu akşam sizi ziyarete geleceğiz” diye…
Yapılmak istenen şey askerin motivasyonunu bozmak,
gece güya korkutup askeri uykusuz bırakmak.
Bugünde aynı telefon gelmiş asker uykusuz ve tedirgin olacak diye…
Bizim Muammer'den belli korku, horul horul… Artık alışmıştık tüm bunlara.
Dalga geçiyorduk aramızda çoğu zaman da, gece yat ictimasından sonra pançolarımıza giderken.
Bugün de aynısı olmuştu. Tabura telefon edilmiş, kelle alacaklarmış gelip.
“Kelle avcıları gelecekmiş bu gece. Unutmayın, kellelerinize sahip çıkın.”
“Benim kelle büyüktür, alamazlar.”
“Aman ağabey, tek servetim var onu da vermem.”
“Oğlum ense tıraşı oldun mu?”
“Neden ağabey?”
“Kelle almaya gelenler ense tıraşını beğenmezler sonra.”
“Onlar kendi kıçlarına baksınlar ağabey.”
“Sabah ne çorbası var bilen var mı?”
“Kelle paça.”
“Çok severim.”
Bugünde aynı esprilerle dağılmıştık pançolarımıza.



(Tanıtım Bülteninden)



Kitabın Özellikleri
Hamur Tipi:
2. Hamur
Stok Kodu:
9786055638283
Boyut:
13,5 x 21
Sayfa Sayısı:
248
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2021
Kapak Türü:
Cep Boy
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe

Tabur dün operasyona gitmişti. Tabur operasyondayken her zaman üs bölgemizde Karargah bölüğü ile bir önceki operasyona katılmış bir bölük daha kalıyordu. Bir önceki operasyona bizim bölüğümüz gittiği için üs bölgesinde bizim bölük kalmıştı bu operasyonda.
Taburun her operasyona gidişinde üs bölgemiz güvenlik açısından zayıfladığı için ziyaretçilerimiz oluyor ve bazen de tabura telefonlar geliyordu, “bu akşam sizi ziyarete geleceğiz” diye…
Yapılmak istenen şey askerin motivasyonunu bozmak,
gece güya korkutup askeri uykusuz bırakmak.
Bugünde aynı telefon gelmiş asker uykusuz ve tedirgin olacak diye…
Bizim Muammer'den belli korku, horul horul… Artık alışmıştık tüm bunlara.
Dalga geçiyorduk aramızda çoğu zaman da, gece yat ictimasından sonra pançolarımıza giderken.
Bugün de aynısı olmuştu. Tabura telefon edilmiş, kelle alacaklarmış gelip.
“Kelle avcıları gelecekmiş bu gece. Unutmayın, kellelerinize sahip çıkın.”
“Benim kelle büyüktür, alamazlar.”
“Aman ağabey, tek servetim var onu da vermem.”
“Oğlum ense tıraşı oldun mu?”
“Neden ağabey?”
“Kelle almaya gelenler ense tıraşını beğenmezler sonra.”
“Onlar kendi kıçlarına baksınlar ağabey.”
“Sabah ne çorbası var bilen var mı?”
“Kelle paça.”
“Çok severim.”
Bugünde aynı esprilerle dağılmıştık pançolarımıza.



(Tanıtım Bülteninden)



Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat