Çalakalem Salih Ahmet Sak

Çalakalem

Yazmak; hiç şüphesiz, insanın kendisini ifade etmesinin en kadim yolu. “İfade etmek” tabii bunu derken; bizi sarıp sarmalayan kendi dışımızdaki bütün bir hayatı ve bireysel varoluşu anlamayı ve anlamlandırmayı kastediyoruz....
9786057461391
1243452
Çalakalem
Çalakalem
71.50
Yazmak; hiç şüphesiz, insanın kendisini ifade etmesinin en kadim yolu. “İfade etmek” tabii bunu derken; bizi sarıp sarmalayan kendi dışımızdaki bütün bir hayatı ve bireysel varoluşu anlamayı ve anlamlandırmayı kastediyoruz. Elinizdeki bu kitap; görece taşra sayılabilecek bir ilden, metropole üniversite okumaya gelmiş bir gencin bu süreçlerde; kendisini ve kendisini sarmalayan bütün kırılmaları anlama ve anlamlandırma çabasının ürünüdür. Kitapta; şiir-deneme ve hikaye formunda kimi zaman bölük pörçük kimi zaman daha sistematik eserler bulacaksınız. Bunun sebebi; yazılan yazıların kimi zaman “çalakalem” bir şekilde ve genellikle geceleri ortaya çıkması, kimi zaman ise yazarın şahit olduğu ve etkilendiği olaylar üzerine uzunca bir tefekkür süreci sonrasında ilgili olayı hikayeleştirmesi şeklinde ortaya çıkmasıdır.
Eserin bütününe yönelik olarak söyleyebileceğim ilk söz; bütün yazı formlarındaki gayemin tek olduğudur. Gerek hikayelerimde, gerek denemelerimde ve şiirlerimde taşıdığım temel kaygı yaşadıklarıma ve hayatıma bir anlam verme ereğidir. Çünkü bana göre; insanın ilk ve en hayati meselesi “anlam” meselesidir. İnsanı kuru bir varlıktan, canlı bir yaşama ulaştıran şey olarak “anlam” –burada amaç da diyebilirdim- kadim olduğu kadar istisnasız her insana kendisini farklı şekillerde dayatır. Hepimiz doğarken verili anlam ağlarının içine doğarız. Biz doğmadan öncekileri insanların da genellikle doğrudan alıp kabul ettiği, bizden öncekilerin düşündüğü ve kurduğu bu yüzeysel anlam ağlarını kırmak kolay olmadığı gibi tehlikelidir de. Ancak kendimizi inşa etmek ve maruz kaldığımız bu kısa-sonlu varoluşumuza esaslı bir “anlam” katmak için; hiç düşünmeden bizden öncekilerin kabul edegeldiği veya onlar tarafından düşünülmüş bütün hakikatleri tek kalemde silme cesaretini göstermek şarttır. Kendisini “anti olmakla” tanımlama şeklinde kuru bir reddedişten ziyade; bu “red” beraberinde büyük bir sorumluluğu da getirecektir: Kendini inşa etme yükümlülüğü. Reddedilen bu verili “hakikatlerin” veya “değerlerin” yeniden değerlendirilmesi ve bu değerlendirmeyi yaparken insanın doğrudan kendi bilgi-birikim ve tecrübesinden yola çıkması, işte “kendini inşa” derken kastettiğimiz şey de budur, filozofun “Kendi aklını kullanmak cesaretini göster” derken kastettiği de. İşte; yukarıda izaha çalıştığım ve hayati önem atfettiğim süreçte yaşadıklarımı, düşündüklerimi ve maruz kaldıklarımı çeşitli formlarda ifade etmeye çalıştım. İlk başta temel gayem; kendimi tanıma ve inşa etme sürecini bir eserle damgalamak değildi. Fakat reddedişlerin ve sıfırdan inşa edişlerin bir tezahürü olarak bu eser adeta kendini dayatarak doğdu. Bir eserin ilk başta; yazarının onu hangi gaye ile yazdığını açıklamasını gerektirdiğini düşünen biri olarak, bu eser bahsi geçen bu yolculuğun bir meyvesi olarak ortaya çıkmıştır.


(Tanıtım Bülteninden)


Kitabın Özellikleri
Hamur Tipi:
2. Hamur
Stok Kodu:
9786057461391
Boyut:
13,5 x 19,5
Sayfa Sayısı:
96
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2023
Kapak Türü:
İnce Kapak
Dili:
Türkçe
Kategoriler:
Yazmak; hiç şüphesiz, insanın kendisini ifade etmesinin en kadim yolu. “İfade etmek” tabii bunu derken; bizi sarıp sarmalayan kendi dışımızdaki bütün bir hayatı ve bireysel varoluşu anlamayı ve anlamlandırmayı kastediyoruz. Elinizdeki bu kitap; görece taşra sayılabilecek bir ilden, metropole üniversite okumaya gelmiş bir gencin bu süreçlerde; kendisini ve kendisini sarmalayan bütün kırılmaları anlama ve anlamlandırma çabasının ürünüdür. Kitapta; şiir-deneme ve hikaye formunda kimi zaman bölük pörçük kimi zaman daha sistematik eserler bulacaksınız. Bunun sebebi; yazılan yazıların kimi zaman “çalakalem” bir şekilde ve genellikle geceleri ortaya çıkması, kimi zaman ise yazarın şahit olduğu ve etkilendiği olaylar üzerine uzunca bir tefekkür süreci sonrasında ilgili olayı hikayeleştirmesi şeklinde ortaya çıkmasıdır.
Eserin bütününe yönelik olarak söyleyebileceğim ilk söz; bütün yazı formlarındaki gayemin tek olduğudur. Gerek hikayelerimde, gerek denemelerimde ve şiirlerimde taşıdığım temel kaygı yaşadıklarıma ve hayatıma bir anlam verme ereğidir. Çünkü bana göre; insanın ilk ve en hayati meselesi “anlam” meselesidir. İnsanı kuru bir varlıktan, canlı bir yaşama ulaştıran şey olarak “anlam” –burada amaç da diyebilirdim- kadim olduğu kadar istisnasız her insana kendisini farklı şekillerde dayatır. Hepimiz doğarken verili anlam ağlarının içine doğarız. Biz doğmadan öncekileri insanların da genellikle doğrudan alıp kabul ettiği, bizden öncekilerin düşündüğü ve kurduğu bu yüzeysel anlam ağlarını kırmak kolay olmadığı gibi tehlikelidir de. Ancak kendimizi inşa etmek ve maruz kaldığımız bu kısa-sonlu varoluşumuza esaslı bir “anlam” katmak için; hiç düşünmeden bizden öncekilerin kabul edegeldiği veya onlar tarafından düşünülmüş bütün hakikatleri tek kalemde silme cesaretini göstermek şarttır. Kendisini “anti olmakla” tanımlama şeklinde kuru bir reddedişten ziyade; bu “red” beraberinde büyük bir sorumluluğu da getirecektir: Kendini inşa etme yükümlülüğü. Reddedilen bu verili “hakikatlerin” veya “değerlerin” yeniden değerlendirilmesi ve bu değerlendirmeyi yaparken insanın doğrudan kendi bilgi-birikim ve tecrübesinden yola çıkması, işte “kendini inşa” derken kastettiğimiz şey de budur, filozofun “Kendi aklını kullanmak cesaretini göster” derken kastettiği de. İşte; yukarıda izaha çalıştığım ve hayati önem atfettiğim süreçte yaşadıklarımı, düşündüklerimi ve maruz kaldıklarımı çeşitli formlarda ifade etmeye çalıştım. İlk başta temel gayem; kendimi tanıma ve inşa etme sürecini bir eserle damgalamak değildi. Fakat reddedişlerin ve sıfırdan inşa edişlerin bir tezahürü olarak bu eser adeta kendini dayatarak doğdu. Bir eserin ilk başta; yazarının onu hangi gaye ile yazdığını açıklamasını gerektirdiğini düşünen biri olarak, bu eser bahsi geçen bu yolculuğun bir meyvesi olarak ortaya çıkmıştır.


(Tanıtım Bülteninden)


Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat