Ruhu Prangalı Adam Hıdır Berkay Uğur

Ruhu Prangalı Adam

"Sapasağlam adımımı attığım o caddeden bir çürük olarak çıkmayı sanki ben mi istedim? O patlama ezkaza beni öldürmedi diye ben mi suçlu oluyordum yani? Niçin benle bir alıp veremedikleri vardı? O ölülerin kefaretlerini hayatım...
Stokta var
Kargo Ücreti: 45,00 TL
indirimli
70,00TL
Taksitli fiyat: 9 x 8,91TL
9789944915991
886800
Ruhu Prangalı Adam
Ruhu Prangalı Adam
70.00

"Sapasağlam adımımı attığım o caddeden bir çürük olarak çıkmayı sanki ben mi istedim?


O patlama ezkaza beni öldürmedi diye ben mi suçlu oluyordum yani?


Niçin benle bir alıp veremedikleri vardı?


O ölülerin kefaretlerini hayatım boyunca ben mi ödeyecektim?”


Bu sayfaların sahibi kanlar içerisinde durmadan ağlayıp can çekişenleri, kopan bacağının nerede olduğunu, yanında yatan, çoktan ölmüş olan anne ve babasına soranları gördü.


Onlar çaresizdiler ve ölüm kokusunun hükümranlığına çoktan boyun eğmiştiler.


Sahi, yaşayanlar bilir mi ölüm kokusunu?


Bilemezler, çünkü bu koku, ölülere ve ölümün kıyısından son anda dönenlere mahsustur. Ölüm kokusu; barut ve tinere bulanmış çiğ et gibi kokar ve Zülküf Hidar, o kokuyu bir kere içine çekmiş olmasına rağmen hiç unutamaz. O kokuyu hatırladığı vakitler ağlar. Düşkünler Yurdu'ndaki küçücük yatağına siner ve o kokuyu unutmak için elinden geleni yapar, fakat biliyordur ki o koku ölünceye kadar peşini bırakmayacaktır, çünkü kurtuluş yoktur.



(Tanıtım Bülteninden)



Kitabın Özellikleri
Hamur Tipi:
2. Hamur
Medya Cinsi:
Ciltsiz
Stok Kodu:
9789944915991
Boyut:
12,5 x 19,5
Sayfa Sayısı:
168
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2017
Kapak Türü:
İnce Kapak
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe

"Sapasağlam adımımı attığım o caddeden bir çürük olarak çıkmayı sanki ben mi istedim?


O patlama ezkaza beni öldürmedi diye ben mi suçlu oluyordum yani?


Niçin benle bir alıp veremedikleri vardı?


O ölülerin kefaretlerini hayatım boyunca ben mi ödeyecektim?”


Bu sayfaların sahibi kanlar içerisinde durmadan ağlayıp can çekişenleri, kopan bacağının nerede olduğunu, yanında yatan, çoktan ölmüş olan anne ve babasına soranları gördü.


Onlar çaresizdiler ve ölüm kokusunun hükümranlığına çoktan boyun eğmiştiler.


Sahi, yaşayanlar bilir mi ölüm kokusunu?


Bilemezler, çünkü bu koku, ölülere ve ölümün kıyısından son anda dönenlere mahsustur. Ölüm kokusu; barut ve tinere bulanmış çiğ et gibi kokar ve Zülküf Hidar, o kokuyu bir kere içine çekmiş olmasına rağmen hiç unutamaz. O kokuyu hatırladığı vakitler ağlar. Düşkünler Yurdu'ndaki küçücük yatağına siner ve o kokuyu unutmak için elinden geleni yapar, fakat biliyordur ki o koku ölünceye kadar peşini bırakmayacaktır, çünkü kurtuluş yoktur.



(Tanıtım Bülteninden)



Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat