Osmanlı Fıkraları Kolektif

Osmanlı Fıkraları Osmanlı'dan Fıkralar ve Nükteler

Mizâh, bilgi ve zekâ keskinliği ile karışık, edebî bir ifâde yoludur. Onun sermâyesi şaka ve nükte sûretinde ince alay, tenkîd, takdîr ederek tekdîr ve tenkîd ifâde eden övme ve eğlencedir. Kelime karşılığı latîfe veyâ nükte...
9789944905299
622072
Osmanlı Fıkraları
Osmanlı Fıkraları Osmanlı'dan Fıkralar ve Nükteler
37.60

Mizâh, bilgi ve zekâ keskinliği ile karışık, edebî bir ifâde yoludur. Onun sermâyesi şaka ve nükte sûretinde ince alay, tenkîd, takdîr ederek tekdîr ve tenkîd ifâde eden övme ve eğlencedir. Kelime karşılığı latîfe veyâ nükte olan fıkranın edebî bir kıymeti, yâni letâfeti olduğu kadar zarâfeti de olması lâzımdır. Latîfeler hoşa gidecek ve ekseriyâ gülünecek sözlerdir. Fakat bunların içinde hikmet düstûru sayılacak pek çok yüksek söz, ibret dersi ve alınacak hisse vardır.

Öteden beri her kavmin edebiyatçı ve hikmet sâhibi kimseleri, ciddî bir dille anlatılamayacak hikmet ve öğütleri, bâzen alay ve mizâh sûretinde fıkralarla halka telkine, bu yolla ahlâkı süslemeye ve gâfilleri uyarmaya gayret etmişlerdir. Bu sebeple latîfeler hem gönülleri şenlendirme vesîlesi olması, hem de ibret almayı, hakîkatleri öğrenmeyi sağlaması yönüyle eğlencelerin faydalı kısmındandır. Osmanlılar devrinde de hiciv ve latîfe yaygındı. Nüktedanlık, bir edebî sâha olarak devlet adamlarından ulemâya kadar her kesim içinde, her kademede yer bulmuştur. İnsanlar, kendilerini edebî bir üslûb ile tenkîd edene karşı, kabalıkla cevap vermeyi âdetâ edep dışı kabul ettiklerinden, ya o anda ya da zamanı geldiğinde latîfe ile cevâb vermeyi yine bir edep ölçüsü kabul etmişlerdir. Osmanlı târihinden seçtiğimiz, padişahlardan sadrazamlara, vezirlerden paşalara, ulemadan sıradan bir Osmanlı vatandaşına kadar her kademeden Osmanlı insanının ince ve kıvrak zeka ürünü olan bu fıkra ve nükteleri okurken neşeleneceğiniz, aynı zamanda da ibret alacağınız kanâatindeyiz.


İnce Kapak:

Baskı Yılı: 2009


e-Kitap:

Sayfa Sayısı: 48

Baskı Yılı: 2009


Dili: Türkçe
Yayınevi: Çamlıca Basım Yayın
Kitabın Özellikleri
Stok Kodu:
9789944905299
Boyut:
13.50x19.50
Sayfa Sayısı:
94
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
5
Basım Tarihi:
2009
Kapak Türü:
İnce Kapak
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe
Kategoriler:

Mizâh, bilgi ve zekâ keskinliği ile karışık, edebî bir ifâde yoludur. Onun sermâyesi şaka ve nükte sûretinde ince alay, tenkîd, takdîr ederek tekdîr ve tenkîd ifâde eden övme ve eğlencedir. Kelime karşılığı latîfe veyâ nükte olan fıkranın edebî bir kıymeti, yâni letâfeti olduğu kadar zarâfeti de olması lâzımdır. Latîfeler hoşa gidecek ve ekseriyâ gülünecek sözlerdir. Fakat bunların içinde hikmet düstûru sayılacak pek çok yüksek söz, ibret dersi ve alınacak hisse vardır.

Öteden beri her kavmin edebiyatçı ve hikmet sâhibi kimseleri, ciddî bir dille anlatılamayacak hikmet ve öğütleri, bâzen alay ve mizâh sûretinde fıkralarla halka telkine, bu yolla ahlâkı süslemeye ve gâfilleri uyarmaya gayret etmişlerdir. Bu sebeple latîfeler hem gönülleri şenlendirme vesîlesi olması, hem de ibret almayı, hakîkatleri öğrenmeyi sağlaması yönüyle eğlencelerin faydalı kısmındandır. Osmanlılar devrinde de hiciv ve latîfe yaygındı. Nüktedanlık, bir edebî sâha olarak devlet adamlarından ulemâya kadar her kesim içinde, her kademede yer bulmuştur. İnsanlar, kendilerini edebî bir üslûb ile tenkîd edene karşı, kabalıkla cevap vermeyi âdetâ edep dışı kabul ettiklerinden, ya o anda ya da zamanı geldiğinde latîfe ile cevâb vermeyi yine bir edep ölçüsü kabul etmişlerdir. Osmanlı târihinden seçtiğimiz, padişahlardan sadrazamlara, vezirlerden paşalara, ulemadan sıradan bir Osmanlı vatandaşına kadar her kademeden Osmanlı insanının ince ve kıvrak zeka ürünü olan bu fıkra ve nükteleri okurken neşeleneceğiniz, aynı zamanda da ibret alacağınız kanâatindeyiz.


İnce Kapak:

Baskı Yılı: 2009


e-Kitap:

Sayfa Sayısı: 48

Baskı Yılı: 2009


Dili: Türkçe
Yayınevi: Çamlıca Basım Yayın
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat