Okuma Odası Onat Bahadır

Okuma Odası

Tekinsizliğin caddelerinde dolaşan kentli öyküler yer alıyor Onat Bahadır'ın yeni kitabıOkuma Odası'nda.Yer altı ile yer üstünün bir sarmaşık gibi birbirine girdiği, zaman katmanlarının üst üste bindiği; kimi zaman soğuk bir mart...
9786258401080
1214929
Okuma Odası
Okuma Odası
67.50

Tekinsizliğin caddelerinde dolaşan kentli öyküler yer alıyor Onat Bahadır'ın yeni kitabıOkuma Odası'nda.


Yer altı ile yer üstünün bir sarmaşık gibi birbirine girdiği, zaman katmanlarının üst üste bindiği; kimi zaman soğuk bir mart akşamında, kimi zaman garip bir sinema salonunda geçen; sabah vakti otobüste ya da iş çıkışı serviste “arka koltukta oturan adam”ı uyandırmadan okunması gereken öyküler...


"Sessizlik ya da hadi bir ot, yaprak hışırtısı yahut kuş cıvıltısı... Sabah bunları duyması gerekir insanın. Sonbaharsa rüzgârın olgun sesi... Kışsa soğuk eli... Yazın serin bir sabah meltemi belki... Baharın neyi olsa olur. Bunların hiçbiri, şehrin beton dikitleri arasından geçemiyor. Şehrin değişmeyen bir sesi var. Her mevsim, her ay, hafta ve gün... Ne kadar dikkatle dinlerseniz dinleyin ne dediğini anlamanız mümkün değil. Çünkü bir şey demiyor. Çünkü söyleyecek bir sözü yok bu uğultunun.”



(Tanıtım Bülteninden)


Kitabın Özellikleri
Hamur Tipi:
2. Hamur
Stok Kodu:
9786258401080
Boyut:
13,5 x 19,5
Sayfa Sayısı:
104
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2021
Kapak Türü:
İnce Kapak
Dili:
Türkçe

Tekinsizliğin caddelerinde dolaşan kentli öyküler yer alıyor Onat Bahadır'ın yeni kitabıOkuma Odası'nda.


Yer altı ile yer üstünün bir sarmaşık gibi birbirine girdiği, zaman katmanlarının üst üste bindiği; kimi zaman soğuk bir mart akşamında, kimi zaman garip bir sinema salonunda geçen; sabah vakti otobüste ya da iş çıkışı serviste “arka koltukta oturan adam”ı uyandırmadan okunması gereken öyküler...


"Sessizlik ya da hadi bir ot, yaprak hışırtısı yahut kuş cıvıltısı... Sabah bunları duyması gerekir insanın. Sonbaharsa rüzgârın olgun sesi... Kışsa soğuk eli... Yazın serin bir sabah meltemi belki... Baharın neyi olsa olur. Bunların hiçbiri, şehrin beton dikitleri arasından geçemiyor. Şehrin değişmeyen bir sesi var. Her mevsim, her ay, hafta ve gün... Ne kadar dikkatle dinlerseniz dinleyin ne dediğini anlamanız mümkün değil. Çünkü bir şey demiyor. Çünkü söyleyecek bir sözü yok bu uğultunun.”



(Tanıtım Bülteninden)


Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat