Ömür Dediğin Göksel Yıldırım

Ömür Dediğin

“Taş döşemeli yolun her iki tarafında boylu boyunca uzanan, duvarları eskimiş, kapıları boyasız dükkânlar ile her birinin önüne dökülmüş eski yeni eşyalarla dolu tezgâhların olduğu çarşıya, bir yaz günü öğleden önce...
9786056857201
918662
Ömür Dediğin
Ömür Dediğin
41.30

“Taş döşemeli yolun her iki tarafında boylu boyunca uzanan, duvarları eskimiş, kapıları boyasız dükkânlar ile her birinin önüne dökülmüş eski yeni eşyalarla dolu tezgâhların olduğu çarşıya, bir yaz günü öğleden önce gelmişlerdi. Bozkırın kavurucu sıcağında alış veriş için dükkân dükkân gezerek bütçelerine uygun olandan alıp ihtiyaçlarına göre bir kaç eşya bakıp kısmet olursa komşu köylerden kasabaya gelen akrabalardan bir kaçını görebilmekti niyetleri. Girdikleri kumaşçı dükkânında vitrindeki elbiselere ve top top duran kumaşlara, iğne oyalı eşarplara ve birbirinden güzel entarilere gözüne ışık tutulmuş tavşan gibi bakmaktan kendilerini alamıyorlardı.



Ebe nine, Zehra'ya doğru eğilip kısık sesle “Ne güzel canlı renkler var ahh şimdi genç olmak vardı” deyip eli ile yüzündeki kırışılıkları yokladı. Kırk yıl önceki hali geldi gözlerinin önüne. Zehra ise gülümseyerek ‘'Sen zaten gençsin.'' dedi. Kumaşçı kendilerinden önce gelen müşterilerine en seçkin kumaşları gösteriyordu. Özenerek indirdiği kumaşları tek tek açıp orta yaşta, başı siyah tülbent ile bağlı kadına gösteriyor, kadın da yanında bulanan genç bayanlara sorup, beğendiğini belli etmek amacıyla bir taraftan gülümsüyor, diger taraftan da kumaşları yanına doğru çekiyordu.





Göksel Yıldırım'ın ilk romanı ‘'Ömür Dediğin'' hepimizin kendinden bir şeyler bulacağı, samimiyetle anlatılmış bir bozkır hikâyesi...



(Tanıtım Bülteninden)




Kitabın Özellikleri
Hamur Tipi:
2. Hamur
Stok Kodu:
9786056857201
Boyut:
13,5 x 21
Sayfa Sayısı:
204
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2018
Kapak Türü:
İnce Kapak
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe

“Taş döşemeli yolun her iki tarafında boylu boyunca uzanan, duvarları eskimiş, kapıları boyasız dükkânlar ile her birinin önüne dökülmüş eski yeni eşyalarla dolu tezgâhların olduğu çarşıya, bir yaz günü öğleden önce gelmişlerdi. Bozkırın kavurucu sıcağında alış veriş için dükkân dükkân gezerek bütçelerine uygun olandan alıp ihtiyaçlarına göre bir kaç eşya bakıp kısmet olursa komşu köylerden kasabaya gelen akrabalardan bir kaçını görebilmekti niyetleri. Girdikleri kumaşçı dükkânında vitrindeki elbiselere ve top top duran kumaşlara, iğne oyalı eşarplara ve birbirinden güzel entarilere gözüne ışık tutulmuş tavşan gibi bakmaktan kendilerini alamıyorlardı.



Ebe nine, Zehra'ya doğru eğilip kısık sesle “Ne güzel canlı renkler var ahh şimdi genç olmak vardı” deyip eli ile yüzündeki kırışılıkları yokladı. Kırk yıl önceki hali geldi gözlerinin önüne. Zehra ise gülümseyerek ‘'Sen zaten gençsin.'' dedi. Kumaşçı kendilerinden önce gelen müşterilerine en seçkin kumaşları gösteriyordu. Özenerek indirdiği kumaşları tek tek açıp orta yaşta, başı siyah tülbent ile bağlı kadına gösteriyor, kadın da yanında bulanan genç bayanlara sorup, beğendiğini belli etmek amacıyla bir taraftan gülümsüyor, diger taraftan da kumaşları yanına doğru çekiyordu.





Göksel Yıldırım'ın ilk romanı ‘'Ömür Dediğin'' hepimizin kendinden bir şeyler bulacağı, samimiyetle anlatılmış bir bozkır hikâyesi...



(Tanıtım Bülteninden)




Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat