Yolcu ve Eşkıya %38 indirimli Nuhan Nebi Çam

Yolcu ve Eşkıya Öyküler

Bir kasabadan geçiyordum.Üzeyir de bir kasabadan geçiyordu.Peygamber, uyumuştu. Yanı başında, bir çıkında azığı duruyordu. Eşeği uyanıktı ve sineklerini kovalıyordu.Tam yüz yıl geçiyor.Gözlerimi kırpmadan mağarayı ve oradaki...
Kargo Ücreti: 60,00 TL
indirimli
84,70TL
Havale/EFT ile: 83,01TL
9786051550169
726663
Yolcu ve Eşkıya
Yolcu ve Eşkıya Öyküler
84.70

Bir kasabadan geçiyordum.
Üzeyir de bir kasabadan geçiyordu.
Peygamber, uyumuştu. Yanı başında, bir çıkında azığı duruyordu. Eşeği uyanıktı ve sineklerini kovalıyordu.
Tam yüz yıl geçiyor.
Gözlerimi kırpmadan mağarayı ve oradaki insanı izliyorum.
Üzeyir, ölmüştür. Tanrı’nın kudretini gösterircesine yüz yıllık din- lenmenin arkasından peygamber, gözlerini aralıyor ve kalkıyor. Kolları, bacakları uyuşmuştur. Esniyor. Sağa-sola kollarını geriyor. Rahatlıyor.
“Bu uyku bana çok iyi geldi.” diyor.
Üzeyir, uyuduğunu sanıyor. Acıkmıştır. Gözleri azığını arıyor, bulamıyor. Gözleri, eşeğini arıyor. Elçi, bir kemik yığınıyla karşılaşıyor. Şaşkındır. Hayretler içindedir.
“Bu uyku.” diyor.
“Bu uyku, nasıl bir uykuymuş?”
“Ekmeğim küflere karışmış, eşeğimin kemikleri toz olup dağılmış. Allah’ım, senin kudretin, senin sonsuz gücün.”
Balkonda, sokak lambasının loş ışıklarla vurduğu masamda, Üzeyir’in menkıbesini okuyorum.
Kasaba engin bir uykunun kollarında.
Çekirgeler uzaktan ve derinden bağırıyor…

Kitabın Özellikleri
Stok Kodu:
9786051550169
Boyut:
12x20
Sayfa Sayısı:
109
Basım Yeri:
Ankara
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2014-01
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe

Bir kasabadan geçiyordum.
Üzeyir de bir kasabadan geçiyordu.
Peygamber, uyumuştu. Yanı başında, bir çıkında azığı duruyordu. Eşeği uyanıktı ve sineklerini kovalıyordu.
Tam yüz yıl geçiyor.
Gözlerimi kırpmadan mağarayı ve oradaki insanı izliyorum.
Üzeyir, ölmüştür. Tanrı’nın kudretini gösterircesine yüz yıllık din- lenmenin arkasından peygamber, gözlerini aralıyor ve kalkıyor. Kolları, bacakları uyuşmuştur. Esniyor. Sağa-sola kollarını geriyor. Rahatlıyor.
“Bu uyku bana çok iyi geldi.” diyor.
Üzeyir, uyuduğunu sanıyor. Acıkmıştır. Gözleri azığını arıyor, bulamıyor. Gözleri, eşeğini arıyor. Elçi, bir kemik yığınıyla karşılaşıyor. Şaşkındır. Hayretler içindedir.
“Bu uyku.” diyor.
“Bu uyku, nasıl bir uykuymuş?”
“Ekmeğim küflere karışmış, eşeğimin kemikleri toz olup dağılmış. Allah’ım, senin kudretin, senin sonsuz gücün.”
Balkonda, sokak lambasının loş ışıklarla vurduğu masamda, Üzeyir’in menkıbesini okuyorum.
Kasaba engin bir uykunun kollarında.
Çekirgeler uzaktan ve derinden bağırıyor…

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat