Nilüfer Çiçekleri Nilüfer Baştaş

Nilüfer Çiçekleri

“Yaşadığı şehre bu defa hızlı trenle dönmeye karar verip istasyona gitmişti. Kalkış saatini bekliyordu. Karşısındaki bankta oturan bayanın sürekli ağladığını gördü. Yerinden kalktı, bayanın yanına yaklaşarak niçin...
9786052195765
1205360
Nilüfer Çiçekleri
Nilüfer Çiçekleri
29.70

“Yaşadığı şehre bu defa hızlı trenle dönmeye karar verip istasyona gitmişti. Kalkış saatini bekliyordu. Karşısındaki bankta oturan bayanın sürekli ağladığını gördü. Yerinden kalktı, bayanın yanına yaklaşarak niçin ağladığını, kendisine nasıl yardım edebileceğini sordu.”
Birbirini tanımayan iki insan aynı trendeydi, yolculuğun yönünü ikisi de bilmiyordu…
“Cemile çocuk yuvasının önündeydi, “Bebeği kucakladı, binaya girdi”. Cemile'nin hayatı değişecek miydi, bu kız bebek kendisine nasıl günler getirecekti?
“Etrafı hiç bilmediği, tanımadığı insanlarla çevrelenmişti ve o insanlara sürekli bilgi veriyordu. Ayrıca etrafında şık kıyafetler giyip çıkaran birçok da kadın görüyordu. Yaşı küçük olduğu için bu rüyalarıyorumlayamıyor, hiç kimseye de anlatamıyordu.” Milano Zeynep'in umutlarının anahtarı mıydı?
Bir gelişlerinde Muhtar Rıza, Ekrem Beye; Aslı'nın çerçevedeki evlilik fotoğrafına bakarak “Bazılarımız, bazılarımızın hayatına dokunarak ışık tutabiliyormuş meğer Ekrem Bey” deyince Ekrem Bey gülümsedi ve “Her şey karşılıklı Muhtar, öncelik senindi. Herkes senin gibi kendi içindeki ışığı keşfedip karşıya yansıtırsa çığ gibi büyür mutluluklar. O ışık sevgiyle yolları bile yakın eder, öyle değil mi Muhtar” derken birbirlerini göstererek kucaklaştılar.
“Ferda'ya okul çıkışı deniz kıyısında biraz yürümek için teklifte bulundu. Ferda bu teklifi kabul etti ve sonraki günler bu çıkmaları sıklaştı. Her ikisi de birbirine karşı aynı sevecen duyguları paylaşıyordu. Ferda yüksek hemşireliği, Ziya da gemi mühendisliğini kazanmıştı. Ziya İstanbul'da okudu. Sık sık mektuplaştılar.
Yıllar geçtikçe her ikisi de kimliklerini buluyor, sevgileri eksilmiyor, artıyordu ve birbirlerinden başkasını gözleri görmüyordu…”
Yeni günlerde onları neler bekliyordu?
Umut, zor zamanlarda, bir yüzün farklı hayatlara dokunarak yeni gülüşler yaratmasıyla başlar. Suya atılan bir taşın oluşturduğu minik daireler gibi birbirinin ardı sıra genişleyen harelerle canlanır “Nilüfer Çiçekleri” gibi yeniden doğuşlar.
NİLÜFER ÇİÇEKLERİ'nde yer alan öyküler; hayattaki sürprizleri, bunları tecrübe ve olgunlukla karşılamayı, yardımlaşmayı, sevginin içtenlikle paylaşımını, yaşamdaki farklı rolleri, temiz duyguları, yeni başlangıçları, başka hayatlara umut olmayı, ufka açılan küçük dünyaları, kendini aramayı işliyor…



(Tanıtım Bülteninden)


Kitabın Özellikleri
Hamur Tipi:
2. Hamur
Stok Kodu:
9786052195765
Boyut:
13 x 19,5
Sayfa Sayısı:
192
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2020
Kapak Türü:
İnce Kapak
Dili:
Türkçe

“Yaşadığı şehre bu defa hızlı trenle dönmeye karar verip istasyona gitmişti. Kalkış saatini bekliyordu. Karşısındaki bankta oturan bayanın sürekli ağladığını gördü. Yerinden kalktı, bayanın yanına yaklaşarak niçin ağladığını, kendisine nasıl yardım edebileceğini sordu.”
Birbirini tanımayan iki insan aynı trendeydi, yolculuğun yönünü ikisi de bilmiyordu…
“Cemile çocuk yuvasının önündeydi, “Bebeği kucakladı, binaya girdi”. Cemile'nin hayatı değişecek miydi, bu kız bebek kendisine nasıl günler getirecekti?
“Etrafı hiç bilmediği, tanımadığı insanlarla çevrelenmişti ve o insanlara sürekli bilgi veriyordu. Ayrıca etrafında şık kıyafetler giyip çıkaran birçok da kadın görüyordu. Yaşı küçük olduğu için bu rüyalarıyorumlayamıyor, hiç kimseye de anlatamıyordu.” Milano Zeynep'in umutlarının anahtarı mıydı?
Bir gelişlerinde Muhtar Rıza, Ekrem Beye; Aslı'nın çerçevedeki evlilik fotoğrafına bakarak “Bazılarımız, bazılarımızın hayatına dokunarak ışık tutabiliyormuş meğer Ekrem Bey” deyince Ekrem Bey gülümsedi ve “Her şey karşılıklı Muhtar, öncelik senindi. Herkes senin gibi kendi içindeki ışığı keşfedip karşıya yansıtırsa çığ gibi büyür mutluluklar. O ışık sevgiyle yolları bile yakın eder, öyle değil mi Muhtar” derken birbirlerini göstererek kucaklaştılar.
“Ferda'ya okul çıkışı deniz kıyısında biraz yürümek için teklifte bulundu. Ferda bu teklifi kabul etti ve sonraki günler bu çıkmaları sıklaştı. Her ikisi de birbirine karşı aynı sevecen duyguları paylaşıyordu. Ferda yüksek hemşireliği, Ziya da gemi mühendisliğini kazanmıştı. Ziya İstanbul'da okudu. Sık sık mektuplaştılar.
Yıllar geçtikçe her ikisi de kimliklerini buluyor, sevgileri eksilmiyor, artıyordu ve birbirlerinden başkasını gözleri görmüyordu…”
Yeni günlerde onları neler bekliyordu?
Umut, zor zamanlarda, bir yüzün farklı hayatlara dokunarak yeni gülüşler yaratmasıyla başlar. Suya atılan bir taşın oluşturduğu minik daireler gibi birbirinin ardı sıra genişleyen harelerle canlanır “Nilüfer Çiçekleri” gibi yeniden doğuşlar.
NİLÜFER ÇİÇEKLERİ'nde yer alan öyküler; hayattaki sürprizleri, bunları tecrübe ve olgunlukla karşılamayı, yardımlaşmayı, sevginin içtenlikle paylaşımını, yaşamdaki farklı rolleri, temiz duyguları, yeni başlangıçları, başka hayatlara umut olmayı, ufka açılan küçük dünyaları, kendini aramayı işliyor…



(Tanıtım Bülteninden)


Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat