Hanoğlu Köyü - Kuruluş Tarihi

Bilmek güzeldir ve geleceği tahayyül etmenin anahtarıdır. İnsanoğlu geçmişini bilmek ve geleceğini görmek ister. Bunun içinde her daim araştırmaya önem verir.
Biz neyiz ve kimiz, nereden geldik, nereye gidiyoruz? Mensubu olduğuna inandığımız, Türk boyunun hangi kolundanız?
Bu sorulara hem bir cevap aramış, hem de, geçmişimizle ilgili birçok şeyi, öğrenmek istemişizdir.
Ders kitaplarında ki, öğretilere ve tarihçilerin bize bildirdiğine göre, Türkler Anadolu'ya 1071 Malazgirt meydan muharebesinden sonra gelmişlerdir.
Diğer birçoğuna göre ise, önceden de Anadolu da bulunuyorlardı. Sultan Alparslan'ın komutasındaki (1071 yılında yapılan) Malazgirt meydan muharebesinden sonra (Anadolu'da) devlet olarak var olma ve otorite kurma erkine sahip olmuşlardır.
Elimizde bulunan (Hanoğlu Köyü Kuruluş Tarihi) kitapla, günümüze not düşmeyi, mevcut bilgileri kayda geçirmeyi ve geleceğe ışık tutmayı amaçlamaktayız.
Atalarımız “Geçmişi olmayanın geleceği de olmaz.” demişlerdir. Özdeyiş halindeki bu sözden yola çıkarak geçmişimizi irdelemeye, bildiklerimizi kaydederek bizden sonraki kuşaklara kaynak oluşturmaya çalıştık.
Köyün kuruluşuyla ilgili resmi bir belgeye ulaşamadık. Yaşlılarımızın anlattıklarını ve son altmış yılın mevcut bilgilerini değerlendirerek, köyümüz hakkında bir kitap hazırlamayı görev kabul ettik.
Bu çalışmayı yaparken köyün demografik yapısı hakkındaki bilgilere de ihtiyaç duyduk ve bu yönde de çalışmalarımız oldu.
Tarih bilimiyle uğraşan insanların ekseriyeti, köyümüzün bulunduğu bu bölgede/coğrafyada yaşayan nüfusun Türkistan (‘Orta Asya' İngilizlerin verdiği addır.) Türklerinin oğuz boylarından biri olan “Çepni Türklerinden” olduğunu söylemektedir. Bu boyun, Anadolu'daki varlıkları 12.yüzyıla kadar gitmektedir. Çepni Türkleri cesurluklarıyla ve savaşçılıklarıyla tanınmışlardır. Ve Anadolu'nun Türk vatanı olmasında önemli roller oynamışlardır.
Ayrıca, 16. Yüzyıldan itibaren tutulmaya başlanan Osmanlı tahrir arşivlerinden elde edilen bilgilere göre, Çepniler Anadolu'nun Türkleşmesine olduğu gibi iskânına da önemli katkılar sağlamışlardır.

(Tanıtım Bülteninden)