Neyseler Koleksiyoncusu Beyza Hilal Nur Dindar

Neyseler Koleksiyoncusu

Yazacağım kağıtlardan otobüsler yapıyorum. Değirmen olan dinlenme tesisleri ve kılıcım… Dinlemediğim şarkılar vardı ezberimde. Literatürde henüz karşılığı olmayan kurşunun omzumda yer eden tabutun hedefiyim. Ölümden kaçarken,...
9786058276901
886630
Neyseler Koleksiyoncusu
Neyseler Koleksiyoncusu
14.85

Yazacağım kağıtlardan otobüsler yapıyorum. Değirmen olan dinlenme tesisleri ve kılıcım… Dinlemediğim şarkılar vardı ezberimde. Literatürde henüz karşılığı olmayan kurşunun omzumda yer eden tabutun hedefiyim. Ölümden kaçarken, Azrail'in çelmesine takılmak gibiydi yaşamak. Uzağımda kalan gözyaşlarının ellerini tutuyordum yer çekimine yenik düşmesin diye. Ayetler iniyor yağmurdan ve rüzgardan. İşte az önce kapağını kapayıp duvara astığın ondan evvel de takıp mızrağın ucuna. Gecikmiş borcumdan dolayı kapanıyor kalbimin kapısı soğuyorum. Artık sevmiyorum.

Yo hayır! Küs değiliz. Küs olsak bile hatırlamazdım zaten. Küs değiliz hepsi bu. Hem kapım çalmadı daha zilin icat oluşudur kapıyı alacaklı gibi çalanlara. Söyleyin Slovakyalı salyangoza TOKİ kurasına katılsın bundan sonra. Ben de artık göçebeyim.

Büyüdüm. Bütün mesele bu! Kanamıyor artık dizlerim, istediğimi almak için ağlamıyorum, anneme misafirliğe gidiyorum, bakkaldan tek başıma sigara da alabiliyorum... Ama bu sefer hayata sırtımı dönüyorum. Sonra ardıma dönüp baktığımda en çok kullandığı kelime yankı yapıyor bir Yunan mitolojisinde, Ekho ‘'Neyse!'' diyor bana. Neyse biriktiriyorum.

Balkonda bana küsen bir begonya çiçeğim, kitaplığımda sene sonu sahafa felsefe kitaplarımla takas edilmiş şiir kitaplarım. Bayramdan bayrama SMS gönderilen 11 haneli telefon numaram ve sürekli yanan sigaram.

Uzun lafın kısası en çok kullandığım kelimedir neyse. Ve benim en nadide koleksiyonumdur bu kelime. Her neyse…

Kitabın Özellikleri
Stok Kodu:
9786058276901
Boyut:
14.00x20.00
Sayfa Sayısı:
146
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2017-02
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe
Kategoriler:

Yazacağım kağıtlardan otobüsler yapıyorum. Değirmen olan dinlenme tesisleri ve kılıcım… Dinlemediğim şarkılar vardı ezberimde. Literatürde henüz karşılığı olmayan kurşunun omzumda yer eden tabutun hedefiyim. Ölümden kaçarken, Azrail'in çelmesine takılmak gibiydi yaşamak. Uzağımda kalan gözyaşlarının ellerini tutuyordum yer çekimine yenik düşmesin diye. Ayetler iniyor yağmurdan ve rüzgardan. İşte az önce kapağını kapayıp duvara astığın ondan evvel de takıp mızrağın ucuna. Gecikmiş borcumdan dolayı kapanıyor kalbimin kapısı soğuyorum. Artık sevmiyorum.

Yo hayır! Küs değiliz. Küs olsak bile hatırlamazdım zaten. Küs değiliz hepsi bu. Hem kapım çalmadı daha zilin icat oluşudur kapıyı alacaklı gibi çalanlara. Söyleyin Slovakyalı salyangoza TOKİ kurasına katılsın bundan sonra. Ben de artık göçebeyim.

Büyüdüm. Bütün mesele bu! Kanamıyor artık dizlerim, istediğimi almak için ağlamıyorum, anneme misafirliğe gidiyorum, bakkaldan tek başıma sigara da alabiliyorum... Ama bu sefer hayata sırtımı dönüyorum. Sonra ardıma dönüp baktığımda en çok kullandığı kelime yankı yapıyor bir Yunan mitolojisinde, Ekho ‘'Neyse!'' diyor bana. Neyse biriktiriyorum.

Balkonda bana küsen bir begonya çiçeğim, kitaplığımda sene sonu sahafa felsefe kitaplarımla takas edilmiş şiir kitaplarım. Bayramdan bayrama SMS gönderilen 11 haneli telefon numaram ve sürekli yanan sigaram.

Uzun lafın kısası en çok kullandığım kelimedir neyse. Ve benim en nadide koleksiyonumdur bu kelime. Her neyse…

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat