Kürtmüşüz (Ciltli) Necmettin Salaz

Kürtmüşüz (Ciltli)

“Anlaşıldı mı?” diye sordu.“Anlaşıldı!” dedik.“Anlaşıldı komutanım, diyeceksiniz ulan, anlaşıldı komutanım!”Ses etmedik, birbirlerine baktılar ve çavuş yanındakine başıyla işaretini verdi, er bağırdı:“Dayak...
Stokta var
Kargo Ücreti: 45,00 TL
indirimli
70,00TL
Taksitli fiyat: 9 x 8,91TL
9786056691492
891553
Kürtmüşüz (Ciltli)
Kürtmüşüz (Ciltli)
70.00

“Anlaşıldı mı?” diye sordu.
“Anlaşıldı!” dedik.
“Anlaşıldı komutanım, diyeceksiniz ulan, anlaşıldı komutanım!”
Ses etmedik, birbirlerine baktılar ve çavuş yanındakine başıyla işaretini verdi, er bağırdı:
“Dayak vaziyeti alll!”
Dayak yemeyi anladık tamam da, bu “vaziyet” nasıl alınacak, onu bilmiyoruz işte! Biz içeride, onlar dışarıda ve aramızda demir parmaklıklar var. Ama öğrenmemiz uzun sürmedi, önce ellerimizi parmaklıklardan dışarıya uzattık, patlayıncaya kadar vurdular, sonra da sırtüstü yatıp ayaklarımızı çıkardık. Zaten akşamdan parçalanmış el ve ayaklarımın sızısı yeniden beynime dolmaya başladı. Çığlıklarımız bütün cezaevinden duyulana kadar devam eden bir falaka faslı yaşadık. Sonra birkaç marşın yazılı olduğu kağıtları içeriye atıp: “Bunlar yirmidört saatte ezberlenecek, yoksaaa…” dediler ve gittiler.
Burası bir cehennemdi.
Burası bir cezaevi filan değildi, düpedüz bir kamptı.



(Tanıtım Bülteninden)


Kitabın Özellikleri
Hamur Tipi:
2. Hamur
Medya Cinsi:
Ciltli
Stok Kodu:
9786056691492
Boyut:
14x20
Sayfa Sayısı:
128
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2016
Kapak Türü:
Ciltli
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe

“Anlaşıldı mı?” diye sordu.
“Anlaşıldı!” dedik.
“Anlaşıldı komutanım, diyeceksiniz ulan, anlaşıldı komutanım!”
Ses etmedik, birbirlerine baktılar ve çavuş yanındakine başıyla işaretini verdi, er bağırdı:
“Dayak vaziyeti alll!”
Dayak yemeyi anladık tamam da, bu “vaziyet” nasıl alınacak, onu bilmiyoruz işte! Biz içeride, onlar dışarıda ve aramızda demir parmaklıklar var. Ama öğrenmemiz uzun sürmedi, önce ellerimizi parmaklıklardan dışarıya uzattık, patlayıncaya kadar vurdular, sonra da sırtüstü yatıp ayaklarımızı çıkardık. Zaten akşamdan parçalanmış el ve ayaklarımın sızısı yeniden beynime dolmaya başladı. Çığlıklarımız bütün cezaevinden duyulana kadar devam eden bir falaka faslı yaşadık. Sonra birkaç marşın yazılı olduğu kağıtları içeriye atıp: “Bunlar yirmidört saatte ezberlenecek, yoksaaa…” dediler ve gittiler.
Burası bir cehennemdi.
Burası bir cezaevi filan değildi, düpedüz bir kamptı.



(Tanıtım Bülteninden)


Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat