Doğu Anadolu Kültürü Üzerine Bir İnceleme Mustafa Aksoy

Doğu Anadolu Kültürü Üzerine Bir İnceleme

Genellikle sosyolojide sahaya yönelik çalışmalarda niceleyici ve niteleyici olmak üzere iki temel metodoloji anlayışı hakimdir. Araştırmanın özelliklerine göre bu iki anlayış birlikte kullanıldığı gibi, bazen birine diğerinden daha...
9786050001082
615871
Doğu Anadolu Kültürü Üzerine Bir İnceleme
Doğu Anadolu Kültürü Üzerine Bir İnceleme
57.75

Genellikle sosyolojide sahaya yönelik çalışmalarda niceleyici ve niteleyici olmak üzere iki temel metodoloji anlayışı hakimdir. Araştırmanın özelliklerine göre bu iki anlayış birlikte kullanıldığı gibi, bazen birine diğerinden daha fazla önem verilmektedir. Bilindiği gibi, niceleyici metodolojinin ağırlık noktasını istatistikî ölçme ve değerlendirmeler ihtiva ederken, niteleyici metodolojide anlama-yorumlama esastır. Ülkemizde sosyoloji bölümü, Batı ülkelerinden önce kurulmasına ve eğitim-öğretimine başlanmasına rağmen, maalesef bizde, bilgi-bilim ve tarih felsefesi yeterince ciddiye alınmadığı için, hâlâ genelde Batılı metot anlayışı hâkimiyetini sürdürmektedir.

1995 Haziranında İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü'nde, sosyoloji doktora tezi olarak kabul edilen bu incelemenin alan çalışması kısmı, 1990-1993 yıllarında Elazığ ve Ağrı illerinde gerçekleştirilmiş olup öncelikle "tarih felsefesi"yle başlayıp, giderek sosyal bilimlerde ve özellikle sosyolojide kullanılmaya başlanan, "hermeneutik" (yorumbilgisi) yaklaşımı çerçevesinde hazırlanmıştır. Tez kabul edildikten sonra bulgular, 1995'in temmuz ve ağustos aylarında Diyarbakır, Malatya, Elazığ, Şanlıurfa ve Adıyaman'ın bazı yerleşim birimlerinde, tekrar alan çalışması yapılarak test edilmiştir.

Bahsedilen metodolojik bakışın hayata geçirilmeye çalışıldığı bu çalışmada yazar genel uygulamanın aksine masa başından toplumu anlamak yerine saha çalışmasıyla Doğu Anadolu'nun sosyal yapısını anlamlandırmaya çalışmaktadır. Ayrıca bu eser sosyal yapıyı anlamlandırma çabasının yanında pozitivist sosyoloji geleneğine bir başkaldırı niteliği taşımaktadır.

Aksoy'a göre, Türkiye'nin problemi halkta değil, siyasetçilerle, medyanın oluşturduğu kamuoyunun olumsuz etkisi altında kalanlardadır. Diğer yandan, ilmin değişkenlik vasfını göz ardı edip, onu tabulaştıran, siyasi görüşlerini veya arzularını, değişmez gerçekler olarak ifade eden araştırmacılar ve " kendini aydın zannedenler" arasındadır.



Sayfa Sayısı: 212

Baskı Yılı: 2007


Dili: Türkçe
Yayınevi: Yeni İnsan Yayınevi
Kitabın Özellikleri
Stok Kodu:
9786050001082
Boyut:
13.00x21.50
Sayfa Sayısı:
212
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
2
Basım Tarihi:
2007
Kapak Türü:
İnce Kapak
Kağıt Türü:
1. Hamur
Dili:
Türkçe
Kategoriler:

Genellikle sosyolojide sahaya yönelik çalışmalarda niceleyici ve niteleyici olmak üzere iki temel metodoloji anlayışı hakimdir. Araştırmanın özelliklerine göre bu iki anlayış birlikte kullanıldığı gibi, bazen birine diğerinden daha fazla önem verilmektedir. Bilindiği gibi, niceleyici metodolojinin ağırlık noktasını istatistikî ölçme ve değerlendirmeler ihtiva ederken, niteleyici metodolojide anlama-yorumlama esastır. Ülkemizde sosyoloji bölümü, Batı ülkelerinden önce kurulmasına ve eğitim-öğretimine başlanmasına rağmen, maalesef bizde, bilgi-bilim ve tarih felsefesi yeterince ciddiye alınmadığı için, hâlâ genelde Batılı metot anlayışı hâkimiyetini sürdürmektedir.

1995 Haziranında İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü'nde, sosyoloji doktora tezi olarak kabul edilen bu incelemenin alan çalışması kısmı, 1990-1993 yıllarında Elazığ ve Ağrı illerinde gerçekleştirilmiş olup öncelikle "tarih felsefesi"yle başlayıp, giderek sosyal bilimlerde ve özellikle sosyolojide kullanılmaya başlanan, "hermeneutik" (yorumbilgisi) yaklaşımı çerçevesinde hazırlanmıştır. Tez kabul edildikten sonra bulgular, 1995'in temmuz ve ağustos aylarında Diyarbakır, Malatya, Elazığ, Şanlıurfa ve Adıyaman'ın bazı yerleşim birimlerinde, tekrar alan çalışması yapılarak test edilmiştir.

Bahsedilen metodolojik bakışın hayata geçirilmeye çalışıldığı bu çalışmada yazar genel uygulamanın aksine masa başından toplumu anlamak yerine saha çalışmasıyla Doğu Anadolu'nun sosyal yapısını anlamlandırmaya çalışmaktadır. Ayrıca bu eser sosyal yapıyı anlamlandırma çabasının yanında pozitivist sosyoloji geleneğine bir başkaldırı niteliği taşımaktadır.

Aksoy'a göre, Türkiye'nin problemi halkta değil, siyasetçilerle, medyanın oluşturduğu kamuoyunun olumsuz etkisi altında kalanlardadır. Diğer yandan, ilmin değişkenlik vasfını göz ardı edip, onu tabulaştıran, siyasi görüşlerini veya arzularını, değişmez gerçekler olarak ifade eden araştırmacılar ve " kendini aydın zannedenler" arasındadır.



Sayfa Sayısı: 212

Baskı Yılı: 2007


Dili: Türkçe
Yayınevi: Yeni İnsan Yayınevi
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat