Muhteşem Fatih Sultan Mehmed Yavuz Bahadıroğlu

Muhteşem Fatih Sultan Mehmed-Osmanlı Padişahları

Hasrete vuslat yaklaşmıştı… Toplar hazır, ordu hazır, Çandarlı'nın çevresindeki birkaç vezir dışında, komutanlar da hazırdı… Onca dil dökülmüş, ancak Çandarlı'yı ikna etmek mümkün olamamıştı. Seferin hüsranla...
Stokta var
Kargo Ücreti: 45,00 TL
indirimli
86,40TL
Taksitli fiyat: 9 x 10,99TL
9786052174609
929622
Muhteşem Fatih Sultan Mehmed-Osmanlı Padişahları
Muhteşem Fatih Sultan Mehmed-Osmanlı Padişahları
86.40

Hasrete vuslat yaklaşmıştı…



Toplar hazır, ordu hazır, Çandarlı'nın çevresindeki birkaç vezir dışında, komutanlar da hazırdı… Onca dil dökülmüş, ancak



Çandarlı'yı ikna etmek mümkün olamamıştı.



Seferin hüsranla sonuçlanacağına inanıyor, son ana kadar, Padişah'ı bu seferden vazgeçirmeye çalışıyordu.



O kadar ısrar etmişti ki, Padişah öfkelenmiş, “Ya gel, ya kal” demişti, “artık kararını ver Çandarlı!”



Çarnaçar o da yola koyulmuştu. Ancak yüreğinde değişen bir şey yoktu: Hâlâ hüsran bekliyordu. Osmanlı ordusu, 1452 senesi



Ocak ayının sonlarında Edirne'den yola çıktı. Büyük topların önünde, Kraç Bey komutasında on bin akıncı süvarisinden



meydana gelen gözü pek bir birlik gidiyordu… Koca toplardan her biri elli çift öküzle çekiliyor, dengesini sağlamak için de iki



tarafında iki yüzer asker bulunuyordu. Ayrıca yolları düzeltmek için de elli arabacı ile ikiyüz kazmacı önden gönderilmişti.



Edirne'den İstanbul'a geliş o kadar zor oldu ki, yol tam iki ay sürdü.



Fakat zahmet kimsenin umurunda değildi, yürekler hedefe kilitlenmiş, gözler başka bir şey görmemeye başlamıştı...


(Tanıtım Bülteninden)




Kitabın Özellikleri
Hamur Tipi:
2. Hamur
Stok Kodu:
9786052174609
Boyut:
13,5 x 21
Sayfa Sayısı:
256
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2018
Kapak Türü:
İnce Kapak
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe

Hasrete vuslat yaklaşmıştı…



Toplar hazır, ordu hazır, Çandarlı'nın çevresindeki birkaç vezir dışında, komutanlar da hazırdı… Onca dil dökülmüş, ancak



Çandarlı'yı ikna etmek mümkün olamamıştı.



Seferin hüsranla sonuçlanacağına inanıyor, son ana kadar, Padişah'ı bu seferden vazgeçirmeye çalışıyordu.



O kadar ısrar etmişti ki, Padişah öfkelenmiş, “Ya gel, ya kal” demişti, “artık kararını ver Çandarlı!”



Çarnaçar o da yola koyulmuştu. Ancak yüreğinde değişen bir şey yoktu: Hâlâ hüsran bekliyordu. Osmanlı ordusu, 1452 senesi



Ocak ayının sonlarında Edirne'den yola çıktı. Büyük topların önünde, Kraç Bey komutasında on bin akıncı süvarisinden



meydana gelen gözü pek bir birlik gidiyordu… Koca toplardan her biri elli çift öküzle çekiliyor, dengesini sağlamak için de iki



tarafında iki yüzer asker bulunuyordu. Ayrıca yolları düzeltmek için de elli arabacı ile ikiyüz kazmacı önden gönderilmişti.



Edirne'den İstanbul'a geliş o kadar zor oldu ki, yol tam iki ay sürdü.



Fakat zahmet kimsenin umurunda değildi, yürekler hedefe kilitlenmiş, gözler başka bir şey görmemeye başlamıştı...


(Tanıtım Bülteninden)




Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat