Muhsin Yazıcıoğlu Suikasti Selman Kayabaşı

Muhsin Yazıcıoğlu Suikasti

"Siyasî suikast, ya bir şahsa ya bir makama ya da bir projeye kast edilerek düzenlenir. Mesela ABD Başkanı John F. Kennedy, şahsa yönelik bir suikasta uğramış ve onun yerine farklı bir isim başkanlık koltuğuna oturmuştur. Burada ele...
Stokta var
Kargo Ücreti: 45,00 TL
indirimli
51,80TL
Taksitli fiyat: 9 x 6,59TL
9786055027247
730600
Muhsin Yazıcıoğlu Suikasti
Muhsin Yazıcıoğlu Suikasti
51.80

"Siyasî suikast, ya bir şahsa ya bir makama ya da bir projeye kast edilerek düzenlenir. Mesela ABD Başkanı John F. Kennedy, şahsa yönelik bir suikasta uğramış ve onun yerine farklı bir isim başkanlık koltuğuna oturmuştur. Burada ele geçirmek istediğiniz makam için size engel olan, o makamı sizin menfaatiniz için kullanmayan bir adam vardı, ortadan kaldırdınız. Muhsin Yazıcıoğlu, şahsına veya makamına yönelik bir suikast değil; bir ekiple birlikte içinde yer aldığı 'projeye' kast edilen suikasta uğramıştır. Kimse, Muhsin Yazıcıoğlu'nu öldürmek isteyenlerin, Büyük Birlik Partisi Genel Başkanlık makamını ele geçirmek istediğini iddia edemez veya onların siyasî çıkarlarına Yazıcıoğlu'nun tek başına engel olduğunu söyleyemez. Bu suikast, devlet-i ebed müddet fikrine bağlı bir ekibe ve o ekibin projesine kast eden çok daha derin, çok daha karmaşık bir okuma gerektiriyor. İşte şimdi biz bu projeyi detaylandıralım..."

"Muhsin Yazıcıoğlu suikastı, 1 Mart Tezkeresi sonrası Türkiye siyasetini doğru okumadan anlaşılamaz. Biz, devlet olarak doğal sınırlarımızı 1912 yılındaki haritamızı göstererek ifade ediyorsak Musul, Kerkük konusunda elbette bazı iddialarımız var demektir. Muhsin Başkan, Türkiye'yi Türkiye Cumhuriyeti diye değil, Gök-Türk, Selçuklu, Osmanlı gibi bir Devlet-i Aliyye felsefesiyle tanımlayan biriydi. 1 Mart Tezkeresi'nin öncesinde devlet kurumlarımızda ortaya çıkan bu millî refleks, Türk ordusunun olası bir Irak Federasyonu ihtimalinde sınırın ötesine geçmesinin gerektiğini savunuyor ve buna hazırlık yapıyordu. Nitekim, tezkereden hemen sonra çuval hadisesi, Türk askerine 'Seni Irak'ta istemiyoruz' mesajı veriyordu. Biz bu mesajı kabul etmedik ve işte bu yüzden, Dağlıca Baskını, Aktütün Saldırısı gibi adeta bir savaş haliyle muhatap kılındık. 1993'te 33 Er'in öldürülmesi hadisesi ne ise Dağlıca ve Aktütün de aynı projeye karşı atılmış adımlardı. Zaten, 1993'te Turgut Özal'ı, Eşref Bitlis'i, Adnan Kahveci'yi bu proje sebebiyle kaybettik. Şu asla unutulmasın: devlet, intikamını alabildiği sürece devlettir ve Türk devleti de elbet bir gün Başkan'ın intikamını alacaktır."

-Muhsin Yazıcıoğlu vefatından önce 33 askerimizin öldürülmesi olayıyla ilgili hangi çalışmaları ve görüşmeleri yaptı? Bu olayı araştırarak nasıl bir yere varmak istiyordu?
-Dağlıca Baskını'nı ilk haber alan ve Cumhurbaşkanı'na telefon ederek haber veren Yazıcıoğlu, bu baskından sonra askerlerle hangi konuları tartıştı?
-Dağlıca Baskını'nın bilinmeyenleri ve istihbarat raporları...
-Devlet Denetleme Kurulu raporunda ortaya çıkan skandallar ve şüpheler...

Orhun Ertuğrul Bozok, belgelere ve istihbarat raporlarına göre son on yılın bilinmeyenlerini yazdı; Selman Kayabaşı analiz etti.
(Tanıtım Bülteninden)



Sayfa Sayısı: 224

Baskı Yılı: 2014


Dili: Türkçe
Yayınevi: Yakın Plan Yayınları
Kitabın Özellikleri
Stok Kodu:
9786055027247
Boyut:
12.00x20.00
Sayfa Sayısı:
224
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2014
Kapak Türü:
İnce Kapak
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe

"Siyasî suikast, ya bir şahsa ya bir makama ya da bir projeye kast edilerek düzenlenir. Mesela ABD Başkanı John F. Kennedy, şahsa yönelik bir suikasta uğramış ve onun yerine farklı bir isim başkanlık koltuğuna oturmuştur. Burada ele geçirmek istediğiniz makam için size engel olan, o makamı sizin menfaatiniz için kullanmayan bir adam vardı, ortadan kaldırdınız. Muhsin Yazıcıoğlu, şahsına veya makamına yönelik bir suikast değil; bir ekiple birlikte içinde yer aldığı 'projeye' kast edilen suikasta uğramıştır. Kimse, Muhsin Yazıcıoğlu'nu öldürmek isteyenlerin, Büyük Birlik Partisi Genel Başkanlık makamını ele geçirmek istediğini iddia edemez veya onların siyasî çıkarlarına Yazıcıoğlu'nun tek başına engel olduğunu söyleyemez. Bu suikast, devlet-i ebed müddet fikrine bağlı bir ekibe ve o ekibin projesine kast eden çok daha derin, çok daha karmaşık bir okuma gerektiriyor. İşte şimdi biz bu projeyi detaylandıralım..."

"Muhsin Yazıcıoğlu suikastı, 1 Mart Tezkeresi sonrası Türkiye siyasetini doğru okumadan anlaşılamaz. Biz, devlet olarak doğal sınırlarımızı 1912 yılındaki haritamızı göstererek ifade ediyorsak Musul, Kerkük konusunda elbette bazı iddialarımız var demektir. Muhsin Başkan, Türkiye'yi Türkiye Cumhuriyeti diye değil, Gök-Türk, Selçuklu, Osmanlı gibi bir Devlet-i Aliyye felsefesiyle tanımlayan biriydi. 1 Mart Tezkeresi'nin öncesinde devlet kurumlarımızda ortaya çıkan bu millî refleks, Türk ordusunun olası bir Irak Federasyonu ihtimalinde sınırın ötesine geçmesinin gerektiğini savunuyor ve buna hazırlık yapıyordu. Nitekim, tezkereden hemen sonra çuval hadisesi, Türk askerine 'Seni Irak'ta istemiyoruz' mesajı veriyordu. Biz bu mesajı kabul etmedik ve işte bu yüzden, Dağlıca Baskını, Aktütün Saldırısı gibi adeta bir savaş haliyle muhatap kılındık. 1993'te 33 Er'in öldürülmesi hadisesi ne ise Dağlıca ve Aktütün de aynı projeye karşı atılmış adımlardı. Zaten, 1993'te Turgut Özal'ı, Eşref Bitlis'i, Adnan Kahveci'yi bu proje sebebiyle kaybettik. Şu asla unutulmasın: devlet, intikamını alabildiği sürece devlettir ve Türk devleti de elbet bir gün Başkan'ın intikamını alacaktır."

-Muhsin Yazıcıoğlu vefatından önce 33 askerimizin öldürülmesi olayıyla ilgili hangi çalışmaları ve görüşmeleri yaptı? Bu olayı araştırarak nasıl bir yere varmak istiyordu?
-Dağlıca Baskını'nı ilk haber alan ve Cumhurbaşkanı'na telefon ederek haber veren Yazıcıoğlu, bu baskından sonra askerlerle hangi konuları tartıştı?
-Dağlıca Baskını'nın bilinmeyenleri ve istihbarat raporları...
-Devlet Denetleme Kurulu raporunda ortaya çıkan skandallar ve şüpheler...

Orhun Ertuğrul Bozok, belgelere ve istihbarat raporlarına göre son on yılın bilinmeyenlerini yazdı; Selman Kayabaşı analiz etti.
(Tanıtım Bülteninden)



Sayfa Sayısı: 224

Baskı Yılı: 2014


Dili: Türkçe
Yayınevi: Yakın Plan Yayınları
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat