Türkler - Türklerin Gelenekleri,Görenekleri ve Hinlikleri Üzerine İnce

Türkler - Türklerin GelenekleriGörenekleri ve Hinlikleri Üzerine İnceleme Türklerin Gelenekleri,Görenekleri ve Hinlikleri Üzerine İnceleme

Romanya'da tahsil görmek üzere aile ocağından ayrılan Macaristanlı György II. Murat'ın Macaristan seferinde Osmanlı ordusunun eline esir düşer. Yıl 1438'dir. Osmanlı'nın, kendi deyimiyle "Dünyevî Zevkler Bahçesinde" ömrünün yirmi beş...
Stokta var
Kargo Ücreti: 45,00 TL
indirimli
61,20TL
Taksitli fiyat: 9 x 7,79TL
9789944425858
579528
Türkler - Türklerin GelenekleriGörenekleri ve Hinlikleri Üzerine İnceleme
Türkler - Türklerin GelenekleriGörenekleri ve Hinlikleri Üzerine İnceleme Türklerin Gelenekleri,Görenekleri ve Hinlikleri Üzerine İnceleme
61.20

Romanya'da tahsil görmek üzere aile ocağından ayrılan Macaristanlı György II. Murat'ın Macaristan seferinde Osmanlı ordusunun eline esir düşer. Yıl 1438'dir. Osmanlı'nın, kendi deyimiyle "Dünyevî Zevkler Bahçesinde" ömrünün yirmi beş yılını geçiren György bu süre içerisinde defalarca alınıp satılır ama nihayetinde özgürlüğüne kavuşur. Macaristanlı György'nin evine döndükten sonra başından geçenler hakkında Dominiken Tarikatı'na katılması ve Roma'da Papa IV. Sixtus'un hizmetinde tercüman olarak çalışmış olması dışında pek bir bilgi yoktur.

György'nin Türklerin geri dönüp kendisini yeniden tutsak etmelerinden korkan yaşlı bir adam olarak kaleme aldığı bu eser tek başına bir otobiyografi, bir tutsaklık öyküsü ya da Türkler üzerine sistemli bir inceleme değildir; aslında hepsinden bir parça barındırır içinde. György Türklerin olağanüstü başarılarının altında yatan nedenleri çarpıtmak, erdemlerini aşağılamak için büyük çaba gösterse de onu tutsak edenlere hayranlık duymaktan da alamaz kendini. Batı'nın Türklere yönelik bu duygu karmaşasına kitaba ilişkin TÜRK KORKUSU makalesinde tarihçi Michel Balivet de değinir: Türklerden korkulur çünkü yüzyıllardır bileklerini bükebilen olmamıştır. Türklere imrenilir çünkü Türkler yaşam biçimleriyle; ince ve narin, "gelişmiş" uygarlıklarıyla Hıristiyan Uygarlıklardan çok daha ileridedirler. György Osmanlı aynasını, yozlaşıp yoldan çıkan Hıristiyan toplumunu eleştirmek için kullanır. Batının günahlarından arınması gerektiğini düşünür, ona göre acımasız Türkler de onların günahlarından arınması için gönderilmiştir; kıyamet kapıdadır ve Türkler de Deccal'ın hizmetindedir.

Yüzyıllardır Türklerle ilgili korku ve hayranlık duyguları arasında gidip gelen Batı'nın bu gelgitli ruh hali, beş yüz seneyi aşkın bir süre önce yaşamış olan György'nin şahsında ete kemiğe bürünüyor, onun aynı gelgitlerle dolu duygu dünyası Batı'nın gözündeki bugünkü Türk imajının gelişim seyrine dair çok önemli ipuçları veriyor.



Sayfa Sayısı: 160

Baskı Yılı: 2009


Dili: Türkçe
Yayınevi: Bilge Kültür Sanat
Kitabın Özellikleri
Stok Kodu:
9789944425858
Boyut:
13.50x21.50
Sayfa Sayısı:
155
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2009
Çeviren:
Lale Aslan Özcan
Kapak Türü:
İnce Kapak
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe

Romanya'da tahsil görmek üzere aile ocağından ayrılan Macaristanlı György II. Murat'ın Macaristan seferinde Osmanlı ordusunun eline esir düşer. Yıl 1438'dir. Osmanlı'nın, kendi deyimiyle "Dünyevî Zevkler Bahçesinde" ömrünün yirmi beş yılını geçiren György bu süre içerisinde defalarca alınıp satılır ama nihayetinde özgürlüğüne kavuşur. Macaristanlı György'nin evine döndükten sonra başından geçenler hakkında Dominiken Tarikatı'na katılması ve Roma'da Papa IV. Sixtus'un hizmetinde tercüman olarak çalışmış olması dışında pek bir bilgi yoktur.

György'nin Türklerin geri dönüp kendisini yeniden tutsak etmelerinden korkan yaşlı bir adam olarak kaleme aldığı bu eser tek başına bir otobiyografi, bir tutsaklık öyküsü ya da Türkler üzerine sistemli bir inceleme değildir; aslında hepsinden bir parça barındırır içinde. György Türklerin olağanüstü başarılarının altında yatan nedenleri çarpıtmak, erdemlerini aşağılamak için büyük çaba gösterse de onu tutsak edenlere hayranlık duymaktan da alamaz kendini. Batı'nın Türklere yönelik bu duygu karmaşasına kitaba ilişkin TÜRK KORKUSU makalesinde tarihçi Michel Balivet de değinir: Türklerden korkulur çünkü yüzyıllardır bileklerini bükebilen olmamıştır. Türklere imrenilir çünkü Türkler yaşam biçimleriyle; ince ve narin, "gelişmiş" uygarlıklarıyla Hıristiyan Uygarlıklardan çok daha ileridedirler. György Osmanlı aynasını, yozlaşıp yoldan çıkan Hıristiyan toplumunu eleştirmek için kullanır. Batının günahlarından arınması gerektiğini düşünür, ona göre acımasız Türkler de onların günahlarından arınması için gönderilmiştir; kıyamet kapıdadır ve Türkler de Deccal'ın hizmetindedir.

Yüzyıllardır Türklerle ilgili korku ve hayranlık duyguları arasında gidip gelen Batı'nın bu gelgitli ruh hali, beş yüz seneyi aşkın bir süre önce yaşamış olan György'nin şahsında ete kemiğe bürünüyor, onun aynı gelgitlerle dolu duygu dünyası Batı'nın gözündeki bugünkü Türk imajının gelişim seyrine dair çok önemli ipuçları veriyor.



Sayfa Sayısı: 160

Baskı Yılı: 2009


Dili: Türkçe
Yayınevi: Bilge Kültür Sanat
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat