Türkiye'deki Suriyeliler - İç İçe Geçişler ve Karşılaşmalar Mahmut Kay

Türkiye'deki Suriyeliler - İç İçe Geçişler ve Karşılaşmalar

Suriye'de 2011 yılından itibaren başlayan iç karışıklıklar ve çatışmalar, Türkiye'yi tarihinde görülmedik bir göç olgusuyla karşı karşıya bıraktı. Kitlesel göçler, Türkiye'de sosyal, siyasal, ekonomik, demografik ve kültürel...
Stokta var
Kargo Ücreti: 45,00 TL
indirimli
90,00TL
Taksitli fiyat: 9 x 11,45TL
9786258205794
1274066
Türkiye'deki Suriyeliler  -  İç İçe Geçişler ve Karşılaşmalar
Türkiye'deki Suriyeliler - İç İçe Geçişler ve Karşılaşmalar
90.00

Suriye'de 2011 yılından itibaren başlayan iç karışıklıklar ve çatışmalar, Türkiye'yi tarihinde görülmedik bir göç olgusuyla karşı karşıya bıraktı. Kitlesel göçler, Türkiye'de sosyal, siyasal, ekonomik, demografik ve kültürel alanda birçok değişikliğe yol açarken, yerli halkla mülteciler arasında farklı boyutlarda ilişkilerin gelişmesine de neden olmaktadır. Bu kitap, göçle birlikte gelişen yerinden edilme ve yeniden yerleşme süreçlerindeki iç içe geçişler ve çatışmaların yaşandığı iki temel konuya odaklanmaktadır. Bunların ilki akrabalık asabiyeti, ikincisi ise çok eşli evliliklerdir. Suriye'deki iç savaşın etkisiyle Türkiye'ye iltica etmiş toplulukların yerleştiği mekânlarda kendi aşiretinden olan kimselerle yaşadığı dayanışma deneyimleri ve bu deneyimin arka planındaki kan ve soy bağının etkisi, çalışmanın temel bir sacayağını oluşturmaktadır. Çalışmada aşiretsel kimlik ve grup bağlarının yapısını tespit etmek için İbn Haldun'un asabi- yet kavramı analitik bir araç olarak kullanılmıştır. Bu bağlamda sınırın her iki tarafındaki aynı aşiret ve aile bağına sahip grupların göç sürecinde bu bağları ne derece dikkate aldığı, göçmenler ve yerlilerin dayanışma ilişki- sinde umut, memnuniyet ve hayal kırıklıklarının nasıl geliştiği, göçün zorluklarının asabiyet bağlarını hangi yönde değiştirdiği çalışma içerisinde cevabı verilen sorulardır. Çalışmanın ikinci sacayağını, yerli erkeklerle Suriyeli mülteci kadınlar arasında yasal olmamasına rağmen gerçekleşen çok eşli evlilikler oluştur- maktadır. Tarihsel olarak kültürümüzde bulunan ancak zayıfladığı düşünülen söz konusu geleneğin Suriyeli mültecilerin gelişiyle birlikte artıp artmadığı, mülteci kadınlarla niçin çok eşli evlilikler yapıldığı, savaş ve göç koşullarının hangi etkilerinin bu evliliklerde öne çıktığı, yerli erkeklerin fırsatçılık yapıp yapmadığı, mülteci kadınların çok eşli evliliğe yöneliş nedenleri, kadınların hangi mekanizmalarla istismar edildiği, dışlama ve istismar mekanizmalarının nasıl işlediği, yerli ve mülteci kadınların ve bunların çocuklarının ne tür problemler yaşadığı çalışma içerisinde açıklanan temalardır. Dolayısıyla elinizdeki çalışma, göç sürecinde gelişen sosyal ağların bir boyutunu oluşturan akrabalık ve evlilik konularını ele almaktadır. Aşiret merkezli asabiyet bağlarını ve çok eşli evlilikleri göçmen ağları ve itme çekme teorileri bağlamında sosyolojik bir analize tabi tutan çalışma, Şanlıurfa örneğinde Türkiye'ye sığınan Suriyeli Arap, Kürt ve Türkmen toplulukların bakış açısından birinci elden verileri okuyucuya sunan bir saha araştırmasıdır.



(Tanıtım Bülteninden)


Kitabın Özellikleri
Hamur Tipi:
2. Hamur
Stok Kodu:
9786258205794
Boyut:
13,5 x 21
Sayfa Sayısı:
144
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2024
Kapak Türü:
İnce Kapak
Dili:
Türkçe

Suriye'de 2011 yılından itibaren başlayan iç karışıklıklar ve çatışmalar, Türkiye'yi tarihinde görülmedik bir göç olgusuyla karşı karşıya bıraktı. Kitlesel göçler, Türkiye'de sosyal, siyasal, ekonomik, demografik ve kültürel alanda birçok değişikliğe yol açarken, yerli halkla mülteciler arasında farklı boyutlarda ilişkilerin gelişmesine de neden olmaktadır. Bu kitap, göçle birlikte gelişen yerinden edilme ve yeniden yerleşme süreçlerindeki iç içe geçişler ve çatışmaların yaşandığı iki temel konuya odaklanmaktadır. Bunların ilki akrabalık asabiyeti, ikincisi ise çok eşli evliliklerdir. Suriye'deki iç savaşın etkisiyle Türkiye'ye iltica etmiş toplulukların yerleştiği mekânlarda kendi aşiretinden olan kimselerle yaşadığı dayanışma deneyimleri ve bu deneyimin arka planındaki kan ve soy bağının etkisi, çalışmanın temel bir sacayağını oluşturmaktadır. Çalışmada aşiretsel kimlik ve grup bağlarının yapısını tespit etmek için İbn Haldun'un asabi- yet kavramı analitik bir araç olarak kullanılmıştır. Bu bağlamda sınırın her iki tarafındaki aynı aşiret ve aile bağına sahip grupların göç sürecinde bu bağları ne derece dikkate aldığı, göçmenler ve yerlilerin dayanışma ilişki- sinde umut, memnuniyet ve hayal kırıklıklarının nasıl geliştiği, göçün zorluklarının asabiyet bağlarını hangi yönde değiştirdiği çalışma içerisinde cevabı verilen sorulardır. Çalışmanın ikinci sacayağını, yerli erkeklerle Suriyeli mülteci kadınlar arasında yasal olmamasına rağmen gerçekleşen çok eşli evlilikler oluştur- maktadır. Tarihsel olarak kültürümüzde bulunan ancak zayıfladığı düşünülen söz konusu geleneğin Suriyeli mültecilerin gelişiyle birlikte artıp artmadığı, mülteci kadınlarla niçin çok eşli evlilikler yapıldığı, savaş ve göç koşullarının hangi etkilerinin bu evliliklerde öne çıktığı, yerli erkeklerin fırsatçılık yapıp yapmadığı, mülteci kadınların çok eşli evliliğe yöneliş nedenleri, kadınların hangi mekanizmalarla istismar edildiği, dışlama ve istismar mekanizmalarının nasıl işlediği, yerli ve mülteci kadınların ve bunların çocuklarının ne tür problemler yaşadığı çalışma içerisinde açıklanan temalardır. Dolayısıyla elinizdeki çalışma, göç sürecinde gelişen sosyal ağların bir boyutunu oluşturan akrabalık ve evlilik konularını ele almaktadır. Aşiret merkezli asabiyet bağlarını ve çok eşli evlilikleri göçmen ağları ve itme çekme teorileri bağlamında sosyolojik bir analize tabi tutan çalışma, Şanlıurfa örneğinde Türkiye'ye sığınan Suriyeli Arap, Kürt ve Türkmen toplulukların bakış açısından birinci elden verileri okuyucuya sunan bir saha araştırmasıdır.



(Tanıtım Bülteninden)


Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat