Mahcubiyet Öyküleri Ersin Yılmaz

Mahcubiyet Öyküleri

“Şimdi gözlüklerimi çıkarıp masaya koyuyorum ve karşımda duran adam sanki orada yokmuş da ben onu hayal ediyormuşum gibi bakıyorum. Üzerimde sonsuz bir rehavet ve uçsuz bucaksız bir ukalalık mevcut. Pencereden görülebilen yalnız...
Stokta var
Kargo Ücreti: 45,00 TL
indirimli
70,00TL
Taksitli fiyat: 9 x 8,91TL
9789759958404
894386
Mahcubiyet Öyküleri
Mahcubiyet Öyküleri
70.00

“Şimdi gözlüklerimi çıkarıp masaya koyuyorum ve karşımda duran adam sanki orada yokmuş da ben onu hayal ediyormuşum gibi bakıyorum. Üzerimde sonsuz bir rehavet ve uçsuz bucaksız bir ukalalık mevcut. Pencereden görülebilen yalnız morarmış bulutlar. Gün can veriyor. Bu durumda yığınla insan fotoğraf çeker. Bu adam gözyaşı döküyor. Ben, diyor, asla böyle müthiş bir biçimde ölemeyeceğim. Ben üşüyorum. Dirseklerimi masaya dayıyorum, burnumu kaldırıyorum ve teşekkür ederim fakat süremiz bitti diyorum. Bu günlüklerin hemen şimdi yakılması gerek. Daha fazla bu cızırtıları dinleyemeyeceğim. Bu kokuya tahammül edemeyeceğim.



Hemen kapıyı kapatıp ağlıyorum. Sıkıcı alışkanlıklarım. Terk edilmesi kolay ve de mümkün, fakat yine de bu kapının dibinde büzülüp ağlamak devam ediyor. Söylemem gereken şeyleri bir yürümek esnasında tek tek mezar taşlarına dağıtıyorum; pespaye, cılkı çıkmış cümleleri ve tüm farazi içtenlik zımbırtılarını. Sanırım kayda değer bir cehaletim bile yok.”



(Tanıtım bülteninden)



Kitabın Özellikleri
Hamur Tipi:
2. Hamur
Stok Kodu:
9789759958404
Boyut:
2017
Sayfa Sayısı:
123
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2017
Kapak Türü:
İnce Kapak
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe

“Şimdi gözlüklerimi çıkarıp masaya koyuyorum ve karşımda duran adam sanki orada yokmuş da ben onu hayal ediyormuşum gibi bakıyorum. Üzerimde sonsuz bir rehavet ve uçsuz bucaksız bir ukalalık mevcut. Pencereden görülebilen yalnız morarmış bulutlar. Gün can veriyor. Bu durumda yığınla insan fotoğraf çeker. Bu adam gözyaşı döküyor. Ben, diyor, asla böyle müthiş bir biçimde ölemeyeceğim. Ben üşüyorum. Dirseklerimi masaya dayıyorum, burnumu kaldırıyorum ve teşekkür ederim fakat süremiz bitti diyorum. Bu günlüklerin hemen şimdi yakılması gerek. Daha fazla bu cızırtıları dinleyemeyeceğim. Bu kokuya tahammül edemeyeceğim.



Hemen kapıyı kapatıp ağlıyorum. Sıkıcı alışkanlıklarım. Terk edilmesi kolay ve de mümkün, fakat yine de bu kapının dibinde büzülüp ağlamak devam ediyor. Söylemem gereken şeyleri bir yürümek esnasında tek tek mezar taşlarına dağıtıyorum; pespaye, cılkı çıkmış cümleleri ve tüm farazi içtenlik zımbırtılarını. Sanırım kayda değer bir cehaletim bile yok.”



(Tanıtım bülteninden)



Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat