Başlangıçta Kadın Vardı Luce Irigaray

Başlangıçta Kadın Vardı

Filozof, psikanalist ve dilbilimci Luce Irigaray bu kitabında dil ve söylem bağlamında Antik Yunan ustalarından günümüze dek kadının unutuluşunu ele alıyor. Başlangıçta hakikate ilham veren dişi iken, ‘usta' bunu gizli tutar. Böylece...
9786257307895
1183808
Başlangıçta Kadın Vardı
Başlangıçta Kadın Vardı
81.76

Filozof, psikanalist ve dilbilimci Luce Irigaray bu kitabında dil ve söylem bağlamında Antik Yunan ustalarından günümüze dek kadının unutuluşunu ele alıyor. Başlangıçta hakikate ilham veren dişi iken, ‘usta' bunu gizli tutar. Böylece dilin evi, bir tür mezara dönüşür. Beslendiği Tanrıçayı, doğayı, kadını unutan erkeğin oluşturduğu ‘bilgelik' söylemi, insanlığın sürgün edilişi hâline gelir.


Erkek dille yeni bir ev kurar. Ama orada kim ikamet edecek? Kelimeler, hakikatleri ve gizemleri onları terk etmiştir. Dil artık şeyleri tek yönlü olarak sahiplenmenin, ‘erkek, elde eder' düşüncesinden hareketle onlar üzerinde hâkimiyet kurmanın bir aracından başka bir şey değildir. Erkek, kamusal alanın efendisi hâline gelir ve yeni bir dünya yaratır; yani Batı'yı.


Batı kültürü neden Yunanistan'la başlamak zorunda? Yunanlarla başlayacak olan nedir? Acaba sürgünü, yolculuğu, evden uzaklaşmayı ifade eden, erkeğin ortaya çıkışı olabilir mi? Bu bütün kültürler için geçerli midir? Bilmek kendinden uzaklaşmayı mı gerektirir?
Tüm bu sorularla beraber bu kitap, okuru, Batı geleneği ve Antik Yunan düşüncesine yeni bir açıdan bakmaya, kendiyle yakınlık kurmaya davet ediyor.



(Tanıtım Bülteninden)


Kitabın Özellikleri
Hamur Tipi:
2. Hamur
Stok Kodu:
9786257307895
Boyut:
13,5 x 21
Sayfa Sayısı:
152
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2022
Çeviren:
İlknur Özallı
Kapak Türü:
İnce Kapak
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe
Kategoriler:

Filozof, psikanalist ve dilbilimci Luce Irigaray bu kitabında dil ve söylem bağlamında Antik Yunan ustalarından günümüze dek kadının unutuluşunu ele alıyor. Başlangıçta hakikate ilham veren dişi iken, ‘usta' bunu gizli tutar. Böylece dilin evi, bir tür mezara dönüşür. Beslendiği Tanrıçayı, doğayı, kadını unutan erkeğin oluşturduğu ‘bilgelik' söylemi, insanlığın sürgün edilişi hâline gelir.


Erkek dille yeni bir ev kurar. Ama orada kim ikamet edecek? Kelimeler, hakikatleri ve gizemleri onları terk etmiştir. Dil artık şeyleri tek yönlü olarak sahiplenmenin, ‘erkek, elde eder' düşüncesinden hareketle onlar üzerinde hâkimiyet kurmanın bir aracından başka bir şey değildir. Erkek, kamusal alanın efendisi hâline gelir ve yeni bir dünya yaratır; yani Batı'yı.


Batı kültürü neden Yunanistan'la başlamak zorunda? Yunanlarla başlayacak olan nedir? Acaba sürgünü, yolculuğu, evden uzaklaşmayı ifade eden, erkeğin ortaya çıkışı olabilir mi? Bu bütün kültürler için geçerli midir? Bilmek kendinden uzaklaşmayı mı gerektirir?
Tüm bu sorularla beraber bu kitap, okuru, Batı geleneği ve Antik Yunan düşüncesine yeni bir açıdan bakmaya, kendiyle yakınlık kurmaya davet ediyor.



(Tanıtım Bülteninden)


Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat