Afarozdan Diyaloğa Bir Marksist Konsile Hitap Ediyor
Garaudy bu kitabında, entegrizm duvarını aşmayı; bir yandan marksist entegrizmi, diğer yandan da yapılanmış Hristiyanlık entegrizmini müşterek bazı ilke ve amaçlar doğrultusunda buluşturmayı dener. . .
Ve bizi, bu kitapta, ulaşılmış olan sonuçlardan ziyade, onun süreçlerinin hayati önemde olduğunu anlamaktayız. . .
Bilhassa, bu süreçlerden elde edeceğimiz, gelecekteki diyalog yollarını açma model ve tasarımlarının öneemi çok büyük. . .
Buradaa da gürdüğümüz gibi hiçbir sorunun, temelden, felsefe ve doktrin düzleminde ele alınmadıkça üstesinndn gelinemyeceğini bir kez daha kavramaktayız. . Garaud, bilimsel entegrizm ile mitolojik ve hristiyani entegrizmi aşmak için, ilkeler ve amaçlar etrafında bir takım yakınlaştırma çabalarına girişmiş; bilimsel teorilerle mitolojinin sergilediği, , varlığı yorumlama ve bunu projeye ddönüştürme tavrını bir süreklilik ve tamamlyılığın iki evresi gibi değerlendiirilir. Böylece de, insanın makes olup yankılandığı hiçbiir düşünce, anlayış, inanışş ve tasavvur biçiminin, kökleri ve mebdei içinde ele alınan ''insan'' açısında anlamsız olamayacağını da vurgulamış olur. . .
(Tanıtım Bülteninden)
Garaudy bu kitabında, entegrizm duvarını aşmayı; bir yandan marksist entegrizmi, diğer yandan da yapılanmış Hristiyanlık entegrizmini müşterek bazı ilke ve amaçlar doğrultusunda buluşturmayı dener. . .
Ve bizi, bu kitapta, ulaşılmış olan sonuçlardan ziyade, onun süreçlerinin hayati önemde olduğunu anlamaktayız. . .
Bilhassa, bu süreçlerden elde edeceğimiz, gelecekteki diyalog yollarını açma model ve tasarımlarının öneemi çok büyük. . .
Buradaa da gürdüğümüz gibi hiçbir sorunun, temelden, felsefe ve doktrin düzleminde ele alınmadıkça üstesinndn gelinemyeceğini bir kez daha kavramaktayız. . Garaud, bilimsel entegrizm ile mitolojik ve hristiyani entegrizmi aşmak için, ilkeler ve amaçlar etrafında bir takım yakınlaştırma çabalarına girişmiş; bilimsel teorilerle mitolojinin sergilediği, , varlığı yorumlama ve bunu projeye ddönüştürme tavrını bir süreklilik ve tamamlyılığın iki evresi gibi değerlendiirilir. Böylece de, insanın makes olup yankılandığı hiçbiir düşünce, anlayış, inanışş ve tasavvur biçiminin, kökleri ve mebdei içinde ele alınan ''insan'' açısında anlamsız olamayacağını da vurgulamış olur. . .
(Tanıtım Bülteninden)
