Kayıp Lacivert Pınar Çelik Gökçe

Kayıp Lacivert

Kendine geldiğinde bir an nerede olduğunu anlayamadı. Gözleri bağlıydı. Karanlığın içinde düşüncelerini toplamaya çalıştı. Kalkmak istedi ama yatağa bağlandığını fark etti. Panikledi. Kalp atışları hızlanırken vücudundan...
9786051484761
1051784
Kayıp Lacivert
Kayıp Lacivert
16.21

Kendine geldiğinde bir an nerede olduğunu anlayamadı. Gözleri bağlıydı. Karanlığın içinde düşüncelerini toplamaya çalıştı. Kalkmak istedi ama yatağa bağlandığını fark etti. Panikledi. Kalp atışları hızlanırken vücudundan soğuk terler boşalıyordu. Bu bir rüya olmalıydı. Onu yavaş yavaş terk eden kâbuslar geri mi dönmüştü?

“Uyan.” dedi kendi kendine. “Uyan. Bu sadece kötü bir rüya…”

Ne yaparsa yapsın bir şey değişmedi. Kollarını oynatıp kurtulmaya çalışsa da hissettiği tek şey sadece acıydı. Bu rüya değildi. En büyük kâbusu geri dönmüştü. Korkusu onu ele geçirirken daha fazla dayanamadı ve bayıldı.

Yüzünde bir temasla tekrar kendine geldiğinde irkildi. “Kimsiniz?” diye sordu.

Sesinin titremesine engel olamıyordu. Hızlı hızlı alınıp verilen nefesi duyunca öleceğini sandı. Bu nefesi tanıyordu. Bu nefesin sahibini tanıyordu. Vücudu titremeye başladı. Çığlık atmak istiyor ama sesi çıkmıyordu. Çırpınmaya başlayınca güçlü bir el boğazını sıkıp onu soluksuz bıraktı. İstemeden de olsa çırpınmayı kesti. Boğazındaki el gevşedi ve yavaşça aşağıya doğru kaydı. Çıplak mıydı? Aman Tanrı'm, bir kâbus iki kez yaşanır mıydı?

“Hayır.” dedi. “Bu gerçek olamaz. Sen öldün. Gözlerimle gördüm. Gözlerimle…”

Sözleri bir kahkahayla bölündü ve kulağındaki fısıltının yankısı bütün düşüncelerini alıp onu tekrar karanlıklara götürdü.

“Beni özledin mi bebeğim?”

Kitabın Özellikleri
Stok Kodu:
9786051484761
Boyut:
13.50x21.00
Sayfa Sayısı:
496
Baskı:
2
Basım Tarihi:
2014-12
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe

Kendine geldiğinde bir an nerede olduğunu anlayamadı. Gözleri bağlıydı. Karanlığın içinde düşüncelerini toplamaya çalıştı. Kalkmak istedi ama yatağa bağlandığını fark etti. Panikledi. Kalp atışları hızlanırken vücudundan soğuk terler boşalıyordu. Bu bir rüya olmalıydı. Onu yavaş yavaş terk eden kâbuslar geri mi dönmüştü?

“Uyan.” dedi kendi kendine. “Uyan. Bu sadece kötü bir rüya…”

Ne yaparsa yapsın bir şey değişmedi. Kollarını oynatıp kurtulmaya çalışsa da hissettiği tek şey sadece acıydı. Bu rüya değildi. En büyük kâbusu geri dönmüştü. Korkusu onu ele geçirirken daha fazla dayanamadı ve bayıldı.

Yüzünde bir temasla tekrar kendine geldiğinde irkildi. “Kimsiniz?” diye sordu.

Sesinin titremesine engel olamıyordu. Hızlı hızlı alınıp verilen nefesi duyunca öleceğini sandı. Bu nefesi tanıyordu. Bu nefesin sahibini tanıyordu. Vücudu titremeye başladı. Çığlık atmak istiyor ama sesi çıkmıyordu. Çırpınmaya başlayınca güçlü bir el boğazını sıkıp onu soluksuz bıraktı. İstemeden de olsa çırpınmayı kesti. Boğazındaki el gevşedi ve yavaşça aşağıya doğru kaydı. Çıplak mıydı? Aman Tanrı'm, bir kâbus iki kez yaşanır mıydı?

“Hayır.” dedi. “Bu gerçek olamaz. Sen öldün. Gözlerimle gördüm. Gözlerimle…”

Sözleri bir kahkahayla bölündü ve kulağındaki fısıltının yankısı bütün düşüncelerini alıp onu tekrar karanlıklara götürdü.

“Beni özledin mi bebeğim?”

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat