Julia 14 - Bir Kriminoloğun Maceraları Büyük Otlaklar / Gece Yarısı Öleceğim
Büyük Otlaklar (No. 70: Yazarlar: G. Berardi ve M. Mantero; Çizer: Laura Zuccheri)
Yaşlı Saber'in ölümü nasıl gerçekleşmişti? Sadece bir kaza mıydı, yoksa intihar veya cinayet. Batının uçsuz bucaksız çayırlarında Julia'nın geçen sayılarda başlayan araştırması artık sonuca bağlanıyor. Ama genç kriminoloğun buldukları sadece son ana kadar ustalıkla örülmüş bir gizemin aniden gözlerimizin önünde açılıvermesi değil elbette. Julia bir yandan da kendi yaşamını, tutkularını ve hayallerini deşmeye, incelemeye devam ediyor…
Gece Yarısı Öleceğim (No 71: Yazarlar: G. Berardi ve L. Calza; Çizer: Roberto Zaghi)
Garden City'de yaşayan kibar ve nazik kriminoloğumuz bu kez belirsizliklerle yüzleşiyor ve paranormal olayların huzursuz edici eşiğinin tam üzerinde duruyor. Lisede tarih ve felsefe dersleri veren Edgard Derby adlı yakışıklı ve genç bir öğretmenin ansızın Julia'nın kapısı çalmasıyla başlıyor maceramız.
Sonra işin içine gelecekten haberler verip kendisini Ay diye adlandıran yaşlı bir kadın karışıyor ve olayın gerisini elbette ki kahramanımızın capcanlı hayal gücü hallediyor… İç içe girmiş çarkların oluşturduğu bir dolandırıcılık, şantaj, cinayet ağında hızla yaklaşan ölüm vaktini beklemek … Eski bir yazarın dediği gibi: “Sevmek gerekir, delicesine sevmek, sevileni görmeden sevmek; çünkü görmek anlamaktır ve anlamak küçümsemek.”
Büyük Otlaklar (No. 70: Yazarlar: G. Berardi ve M. Mantero; Çizer: Laura Zuccheri)
Yaşlı Saber'in ölümü nasıl gerçekleşmişti? Sadece bir kaza mıydı, yoksa intihar veya cinayet. Batının uçsuz bucaksız çayırlarında Julia'nın geçen sayılarda başlayan araştırması artık sonuca bağlanıyor. Ama genç kriminoloğun buldukları sadece son ana kadar ustalıkla örülmüş bir gizemin aniden gözlerimizin önünde açılıvermesi değil elbette. Julia bir yandan da kendi yaşamını, tutkularını ve hayallerini deşmeye, incelemeye devam ediyor…
Gece Yarısı Öleceğim (No 71: Yazarlar: G. Berardi ve L. Calza; Çizer: Roberto Zaghi)
Garden City'de yaşayan kibar ve nazik kriminoloğumuz bu kez belirsizliklerle yüzleşiyor ve paranormal olayların huzursuz edici eşiğinin tam üzerinde duruyor. Lisede tarih ve felsefe dersleri veren Edgard Derby adlı yakışıklı ve genç bir öğretmenin ansızın Julia'nın kapısı çalmasıyla başlıyor maceramız.
Sonra işin içine gelecekten haberler verip kendisini Ay diye adlandıran yaşlı bir kadın karışıyor ve olayın gerisini elbette ki kahramanımızın capcanlı hayal gücü hallediyor… İç içe girmiş çarkların oluşturduğu bir dolandırıcılık, şantaj, cinayet ağında hızla yaklaşan ölüm vaktini beklemek … Eski bir yazarın dediği gibi: “Sevmek gerekir, delicesine sevmek, sevileni görmeden sevmek; çünkü görmek anlamaktır ve anlamak küçümsemek.”
