İslam Hukukunda İkrah Mesut Bayar

İslam Hukukunda İkrah

İnsanı diğer varlıklardan ayıran en önemli özellik, akla ve iradeye sahip olmasıdır. Kişinin lehine ve aleyhine olan şeyleri idrak etmesi aklıyla, dilediği fiili gerçekleştirmesi ise iradesi ile olmaktadır. Bu iki meleke sayesinde insan,...
9786257879279
1111831
İslam Hukukunda İkrah
İslam Hukukunda İkrah
128.00

İnsanı diğer varlıklardan ayıran en önemli özellik, akla ve iradeye sahip olmasıdır. Kişinin lehine ve aleyhine olan şeyleri idrak etmesi aklıyla, dilediği fiili gerçekleştirmesi ise iradesi ile olmaktadır. Bu iki meleke sayesinde insan, ilâhî teklife muhatap olmuş ve fiillerinden sorumlu tutulmuştur. İnsan, bu vasfı sayesinde başkalarıyla hukukî tasarruflarda bulunmaktadır. Söz konusu hukukî tasarrufun sonuç doğurması için karşılıklı rızâ önemli bir ilkedir. Bununla birlikte karşılıklı muamelelerde rızâ bazen ortaya çıkmamakta bazen de açık irade beyanı ile uyumsuz bir şekilde ortaya çıkmaktadır. Fakihler, buna irade ayıpları veya rızânın ayıpları demektedir. Bu ayıplar; ikrah, hata ve hile gibi hallerde ortaya çıkmaktadır.

İkrah, inanç alanından ibadet alanına, malî tasarruflardan ceza gerektiren fiillere kadar birçok alanda görülebilmekte ve bu fiile maruz kalan kişi ile ilgili hükümlerin değişmesine sebep olmaktadır. İkrahın etkisiyle işlenen bir fiilin hükmü, ikrahın meydana geldiği olaya ve ikrahta kullanılan vasıtanın türüne göre değişmektedir. Ancak söz konusu hükümlerde meydana gelen değişmenin sınırı konusunda İslâm hukukçularının farklı bakış açıları bulunmaktadır. Bu çalışmada ikrahın hukuki mahiyeti ve buna bağlı olarak meydana gelen hukuki sonuçlar fakihlerin konuya farklı bakış açıları ışığında ele alınmış ve değerlendirilmiştir.

Kitabın Özellikleri
Stok Kodu:
9786257879279
Boyut:
13.50x21.00
Sayfa Sayısı:
260
Basım Yeri:
Ankara
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2020-12
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe
Kategoriler:

İnsanı diğer varlıklardan ayıran en önemli özellik, akla ve iradeye sahip olmasıdır. Kişinin lehine ve aleyhine olan şeyleri idrak etmesi aklıyla, dilediği fiili gerçekleştirmesi ise iradesi ile olmaktadır. Bu iki meleke sayesinde insan, ilâhî teklife muhatap olmuş ve fiillerinden sorumlu tutulmuştur. İnsan, bu vasfı sayesinde başkalarıyla hukukî tasarruflarda bulunmaktadır. Söz konusu hukukî tasarrufun sonuç doğurması için karşılıklı rızâ önemli bir ilkedir. Bununla birlikte karşılıklı muamelelerde rızâ bazen ortaya çıkmamakta bazen de açık irade beyanı ile uyumsuz bir şekilde ortaya çıkmaktadır. Fakihler, buna irade ayıpları veya rızânın ayıpları demektedir. Bu ayıplar; ikrah, hata ve hile gibi hallerde ortaya çıkmaktadır.

İkrah, inanç alanından ibadet alanına, malî tasarruflardan ceza gerektiren fiillere kadar birçok alanda görülebilmekte ve bu fiile maruz kalan kişi ile ilgili hükümlerin değişmesine sebep olmaktadır. İkrahın etkisiyle işlenen bir fiilin hükmü, ikrahın meydana geldiği olaya ve ikrahta kullanılan vasıtanın türüne göre değişmektedir. Ancak söz konusu hükümlerde meydana gelen değişmenin sınırı konusunda İslâm hukukçularının farklı bakış açıları bulunmaktadır. Bu çalışmada ikrahın hukuki mahiyeti ve buna bağlı olarak meydana gelen hukuki sonuçlar fakihlerin konuya farklı bakış açıları ışığında ele alınmış ve değerlendirilmiştir.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat