İntibah
Gel ey fasl-ı bâhârân maye-i aram ü hâbımsın
Enîs-i hâtırım, kâm-ı dil-i pür- ızdırabımsın (1)
Bahar günleri bu eskimiş dünyanın gençlik günlerinin sabahıdır. Bahar erişince toprağın her tarafı baştan başa uyanır. Böylece öldükten sonra öbür dünyada dirileceği gizemi anlaşılır olur. O kuru ağaçlar, mahşerle karşılaşmış kemikler gibi yeniden canlanır. Bir durumda ki iyice bakılır da ibret alınırsa bedenlerindeki uyanan yaşamı görmek olasıdır.
Bir durumda ki:
En küçüğündeki gelişmelere bakılırsa dünyanın her parçacıklarından bir ruh oluşuyor sanılır.
Gel ey fasl-ı bâhârân maye-i aram ü hâbımsın
Enîs-i hâtırım, kâm-ı dil-i pür- ızdırabımsın (1)
Bahar günleri bu eskimiş dünyanın gençlik günlerinin sabahıdır. Bahar erişince toprağın her tarafı baştan başa uyanır. Böylece öldükten sonra öbür dünyada dirileceği gizemi anlaşılır olur. O kuru ağaçlar, mahşerle karşılaşmış kemikler gibi yeniden canlanır. Bir durumda ki iyice bakılır da ibret alınırsa bedenlerindeki uyanan yaşamı görmek olasıdır.
Bir durumda ki:
En küçüğündeki gelişmelere bakılırsa dünyanın her parçacıklarından bir ruh oluşuyor sanılır.