İki Sürgün Arasında İbrahim Ethem Ay

İki Sürgün Arasında

Ölümlülere karşı vücuduyla ilgili cömert olduğu tek konu; teninin sadece bir kısmını, kendi ölçütlerine göre belirli bir seviyenin üstünde gördüğü erkeklere, yalnızca bir tapınağı ziyaret eder gibi seyretmeleri ve onun...
9786053063629
917489
İki Sürgün Arasında
İki Sürgün Arasında
34.20

Ölümlülere karşı vücuduyla ilgili cömert olduğu tek konu; teninin sadece bir kısmını, kendi ölçütlerine göre belirli bir seviyenin üstünde gördüğü erkeklere, yalnızca bir tapınağı ziyaret eder gibi seyretmeleri ve onun güzelliğine olan imanlarını tazeleyerek, ona daha çok tapınmaları için belli zamanlarda sergiliyor olmasıydı. Onun bizatihi güzelliğiyle oluşturduğu adeta kendine özgü bu dine, karşısındaki aciz varlıkların ilgileri artmaya başladığında; o vücudun gerçek sahibinin yine kendisi olduğunu, üstelik onları cezalandırır şekilde insafsızca hatırlatmaktan çekinmiyordu. Kendisine hep belirli bir ölçüde tapınılmasını isteyen, ona hiç ibadet etmeyenleri de, tüm vaktini aşırı ibadetlerle tüketenleri de kahretmeyi vaat eden bir tanrıçanın sıradan insanlar arasında kılık değiştirerek yaşamasına benzer bir hayatı yaşıyordu. Kendine tapınılan bu dinin, ne sınırlı bir çevrede kalmasını, ne de tüm Dünya'ya yayılmasını isterdi. Eğer Pınar'ın güzelliği sahiden bir çeşit din olsaydı, ona yalnızca seçilmiş insanlar inanabilirdi.





(Tanıtım Bülteninden)




Kitabın Özellikleri
Stok Kodu:
9786053063629
Boyut:
13,5 x 19,5
Sayfa Sayısı:
164
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2018
Kapak Türü:
İnce Kapak
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe
Kategoriler:

Ölümlülere karşı vücuduyla ilgili cömert olduğu tek konu; teninin sadece bir kısmını, kendi ölçütlerine göre belirli bir seviyenin üstünde gördüğü erkeklere, yalnızca bir tapınağı ziyaret eder gibi seyretmeleri ve onun güzelliğine olan imanlarını tazeleyerek, ona daha çok tapınmaları için belli zamanlarda sergiliyor olmasıydı. Onun bizatihi güzelliğiyle oluşturduğu adeta kendine özgü bu dine, karşısındaki aciz varlıkların ilgileri artmaya başladığında; o vücudun gerçek sahibinin yine kendisi olduğunu, üstelik onları cezalandırır şekilde insafsızca hatırlatmaktan çekinmiyordu. Kendisine hep belirli bir ölçüde tapınılmasını isteyen, ona hiç ibadet etmeyenleri de, tüm vaktini aşırı ibadetlerle tüketenleri de kahretmeyi vaat eden bir tanrıçanın sıradan insanlar arasında kılık değiştirerek yaşamasına benzer bir hayatı yaşıyordu. Kendine tapınılan bu dinin, ne sınırlı bir çevrede kalmasını, ne de tüm Dünya'ya yayılmasını isterdi. Eğer Pınar'ın güzelliği sahiden bir çeşit din olsaydı, ona yalnızca seçilmiş insanlar inanabilirdi.





(Tanıtım Bülteninden)




Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat