Mezarda İlk Gece Yaşanacaklar Fatih Yağcı

Mezarda İlk Gece Yaşanacaklar - Bir Kürekçinin Hikayesi Bir Kürekçinin Hikayesi

Yüz sene sonra kendini nerede görüyorsun? Bir Kürekçinin Hikâyesi En zoru da ne bilir misin? Sen vefat ettikten sonra sevdiklerin senin şahsi odanın kapısını aralamak zorunda kalacaklar. Özel eşyalarını karıştıracaklar. Oda hatıralarla...
Stokta var
Kargo Ücreti: 45,00 TL
indirimli
77,00TL
Taksitli fiyat: 9 x 9,80TL
9786257671620
1181169
Mezarda İlk Gece Yaşanacaklar - Bir Kürekçinin Hikayesi
Mezarda İlk Gece Yaşanacaklar - Bir Kürekçinin Hikayesi Bir Kürekçinin Hikayesi
77.00

Yüz sene sonra kendini nerede görüyorsun?


Bir Kürekçinin Hikâyesi


En zoru da ne bilir misin?


Sen vefat ettikten sonra sevdiklerin senin şahsi odanın kapısını aralamak zorunda kalacaklar. Özel eşyalarını karıştıracaklar. Oda hatıralarla dolu, yaşanmışlıklarla dolu... Kederlere şahit olmuş. Kahkahalarına eşlik etmiş dört duvar.


Ama yine de eşyalarını ortadan kaldırmalılar... Sana ait mont, özel günlerde giydiğin ayakkabın, kolyelerin, üzerinde notların olan kitapların, kış aylarının dostu kahve kupan... Artık bunlar, kendilerine başka bir sahip bulacak. Biraz da onları oyalayacak.


Yakınların eşyalarını almak istemiyor. Seni hatırlatacak şeylerin acısından kurtulmak için eşyalarını başkalarına veriyorlar. Artık ayakkabının içinde başkasının ayağı var evlat. Montun bambaşka birisini ısıtıyor. Bilekliğin tanımadığın birisine sarılıyor. Eldivenin hiç tanımadığın birinin elini tutuyor...


Bugün doğan kundaktaki bebek dahi büyüyüp iki metrekarelik evine yerleşecek.


Kaçış yok!


İstisna yok!


İstisna olacağını iddia eden dahi yok!



(Tanıtım Bülteninden)


Kitabın Özellikleri
Hamur Tipi:
2. Hamur
Stok Kodu:
9786257671620
Boyut:
13,5 x 19,5
Sayfa Sayısı:
144
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2021
Kapak Türü:
İnce Kapak
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe

Yüz sene sonra kendini nerede görüyorsun?


Bir Kürekçinin Hikâyesi


En zoru da ne bilir misin?


Sen vefat ettikten sonra sevdiklerin senin şahsi odanın kapısını aralamak zorunda kalacaklar. Özel eşyalarını karıştıracaklar. Oda hatıralarla dolu, yaşanmışlıklarla dolu... Kederlere şahit olmuş. Kahkahalarına eşlik etmiş dört duvar.


Ama yine de eşyalarını ortadan kaldırmalılar... Sana ait mont, özel günlerde giydiğin ayakkabın, kolyelerin, üzerinde notların olan kitapların, kış aylarının dostu kahve kupan... Artık bunlar, kendilerine başka bir sahip bulacak. Biraz da onları oyalayacak.


Yakınların eşyalarını almak istemiyor. Seni hatırlatacak şeylerin acısından kurtulmak için eşyalarını başkalarına veriyorlar. Artık ayakkabının içinde başkasının ayağı var evlat. Montun bambaşka birisini ısıtıyor. Bilekliğin tanımadığın birisine sarılıyor. Eldivenin hiç tanımadığın birinin elini tutuyor...


Bugün doğan kundaktaki bebek dahi büyüyüp iki metrekarelik evine yerleşecek.


Kaçış yok!


İstisna yok!


İstisna olacağını iddia eden dahi yok!



(Tanıtım Bülteninden)


Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat