Güneş Çavması 2
Eskiden... Çok eskiden... İnsanlar kavganın varlığından habersizken... Her yerde mutlak barış ve huzur hüküm sürerken... Para icat olmamışken... Fakir ya da zengin yokken... Aynalar insanları çirkin veya güzel diye ayırmazken... Ormanlar...
9789944829830
1031594
https://www.kitapzen.com/esra-van-der-wiel/gunes-cavmasi-2.htm
Güneş Çavması 2
20.08
Eskiden... Çok eskiden... İnsanlar kavganın varlığından habersizken... Her yerde mutlak barış ve huzur hüküm sürerken... Para icat olmamışken... Fakir ya da zengin yokken... Aynalar insanları çirkin veya güzel diye ayırmazken... Ormanlar neşeli, sular berrakken... İnsanlar tohuma baktığında ağacı hissederken... Dünya sevgiden ibaretken...
Yani hayat basitken, doğum kadar sevilirmiş ölüm... Doğum gibi parçasıymış hayatın... Ve doğum gibi kabul edilirmiş... Gülümseyerek...
Ölüm, saklanmazmış o zamanlar...
İnsanı bu dünyadan alıp başka yere götüren, güzel mi güzel, huzurlu mu huzurlu, çiçek kokulu bir ışıkmış... Kime gitse gülümsemeyle karşılanırmış... Ve herkes bu ışığı görürmüş...
İnsanların gülümseyerek öldüğü zamanlar...
Güneş Çavması... Düşmüşken ve düşsüzken yokluğa meydan okuyanların... Dünyayı yıldızlardan dinleyenlerin... Kalbi dellenip delirirken insanlığı bütün olanların... Bir nefes fesleğene ihtiyaç duyanların... Zorluk vaktinde nazının geçtiği maziye sığınanların... Maviyle yeşili bölüşüp bahar olanların... Uzak hatıraların yakınına düşenlerin... Yağmuru anlayanların... Aynaya bakınca kendini bulabilenlerin... Aşkı kimsesiz bırakmayanların hikâyesi…
(Tanıtım Bülteninden)
Sayfa Sayısı: 448
Baskı Yılı: 2015
Dili: Türkçe
Yayınevi: Epsilon Yayınları
Kitabın Özellikleri
Boyut:
13.50x21.00
Sayfa Sayısı:
448
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2015-02
Kapak Türü:
İnce Kapak
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe
Kategoriler:
Eskiden... Çok eskiden... İnsanlar kavganın varlığından habersizken... Her yerde mutlak barış ve huzur hüküm sürerken... Para icat olmamışken... Fakir ya da zengin yokken... Aynalar insanları çirkin veya güzel diye ayırmazken... Ormanlar neşeli, sular berrakken... İnsanlar tohuma baktığında ağacı hissederken... Dünya sevgiden ibaretken...
Yani hayat basitken, doğum kadar sevilirmiş ölüm... Doğum gibi parçasıymış hayatın... Ve doğum gibi kabul edilirmiş... Gülümseyerek...
Ölüm, saklanmazmış o zamanlar...
İnsanı bu dünyadan alıp başka yere götüren, güzel mi güzel, huzurlu mu huzurlu, çiçek kokulu bir ışıkmış... Kime gitse gülümsemeyle karşılanırmış... Ve herkes bu ışığı görürmüş...
İnsanların gülümseyerek öldüğü zamanlar...
Güneş Çavması... Düşmüşken ve düşsüzken yokluğa meydan okuyanların... Dünyayı yıldızlardan dinleyenlerin... Kalbi dellenip delirirken insanlığı bütün olanların... Bir nefes fesleğene ihtiyaç duyanların... Zorluk vaktinde nazının geçtiği maziye sığınanların... Maviyle yeşili bölüşüp bahar olanların... Uzak hatıraların yakınına düşenlerin... Yağmuru anlayanların... Aynaya bakınca kendini bulabilenlerin... Aşkı kimsesiz bırakmayanların hikâyesi…
(Tanıtım Bülteninden)
Sayfa Sayısı: 448
Baskı Yılı: 2015
Dili: Türkçe
Yayınevi: Epsilon Yayınları
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.