Hepimizden Çok Korkuyorum Ertuğrul Emin Akgün

Hepimizden Çok Korkuyorum

Ertuğrul Emin Akgün'ün ilk kitabı Hepimizden Korkuyorum, 2015 yılında çıkmıştı. Çıkışıyla edebiyat dünyasında yer yerinden oynadı mı bilmem ama en azından birkaç minik çakıl taşının hafifçe kıpırdadığını ben bu gözlerle...
9786257014137
1024104
Hepimizden Çok Korkuyorum
Hepimizden Çok Korkuyorum
89.60

Ertuğrul Emin Akgün'ün ilk kitabı Hepimizden Korkuyorum, 2015 yılında çıkmıştı. Çıkışıyla edebiyat dünyasında yer yerinden oynadı mı bilmem ama en azından birkaç minik çakıl taşının hafifçe kıpırdadığını ben bu gözlerle gördüm. Doğrusunu isterseniz, tedirgin edici bir deneyimdi. Bilemiyorum, belki de taşlar yerinden oynamamıştı da yazar, “korku”sunu bana yani okura bulaştırmakta ustaydı. İyi haber: Hepimizden Korkuyorum'un yazarı geri döndü. Kötü haber: O bulaşıcı korkuyu da peşinden sürükledi. Üstelik bu defa karşımızda daha “çok” öykü var. Yani şimdi bu, EEA'nın ikinci kitabı ama aslında ilk kitabı gibi de. Yani ilk kitabıyla ikinci arasındaki fark bir “çok”. Çok daha fazla öykü ve çok daha fazla korku. Yani karşımızda, yazarın ilk kitabını da içine alan ve bahisleri yükselten bir ikinci kitap var. Hatırlıyorum, onun ilk kitabı için şöyle bir şeyler demiştim: “Peki Ertuğrul Emin Akgün için o gizli ilk kent neresi? Büyükçekmece değilse bu gizli kentin adı, kesin korku! Öykülerinde fiilen görülmeyen ama derinlerde bir dip akıntı gibi varlığını hissettiren korku. O bizden korkuyor. Hepimizden. Ve korkunç gözlükleriyle bize bakıyor. Görüyor. Biz de ondan korkmalıyız.” Hâlâ aynı fikirdeyim. Üstelik şimdi daha… “Çok”.



(Tanıtım Bülteninden)


Kitabın Özellikleri
Hamur Tipi:
2. Hamur
Stok Kodu:
9786257014137
Boyut:
13,5 x 21
Sayfa Sayısı:
128
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2020
Kapak Türü:
İnce Kapak
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe

Ertuğrul Emin Akgün'ün ilk kitabı Hepimizden Korkuyorum, 2015 yılında çıkmıştı. Çıkışıyla edebiyat dünyasında yer yerinden oynadı mı bilmem ama en azından birkaç minik çakıl taşının hafifçe kıpırdadığını ben bu gözlerle gördüm. Doğrusunu isterseniz, tedirgin edici bir deneyimdi. Bilemiyorum, belki de taşlar yerinden oynamamıştı da yazar, “korku”sunu bana yani okura bulaştırmakta ustaydı. İyi haber: Hepimizden Korkuyorum'un yazarı geri döndü. Kötü haber: O bulaşıcı korkuyu da peşinden sürükledi. Üstelik bu defa karşımızda daha “çok” öykü var. Yani şimdi bu, EEA'nın ikinci kitabı ama aslında ilk kitabı gibi de. Yani ilk kitabıyla ikinci arasındaki fark bir “çok”. Çok daha fazla öykü ve çok daha fazla korku. Yani karşımızda, yazarın ilk kitabını da içine alan ve bahisleri yükselten bir ikinci kitap var. Hatırlıyorum, onun ilk kitabı için şöyle bir şeyler demiştim: “Peki Ertuğrul Emin Akgün için o gizli ilk kent neresi? Büyükçekmece değilse bu gizli kentin adı, kesin korku! Öykülerinde fiilen görülmeyen ama derinlerde bir dip akıntı gibi varlığını hissettiren korku. O bizden korkuyor. Hepimizden. Ve korkunç gözlükleriyle bize bakıyor. Görüyor. Biz de ondan korkmalıyız.” Hâlâ aynı fikirdeyim. Üstelik şimdi daha… “Çok”.



(Tanıtım Bülteninden)


Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat