Bu işlem için üye girişi yapmanız gerekiyor
Yeşil Eşarp Kırmızı Fistan Emine Ertekin

Yeşil Eşarp Kırmızı Fistan

“Ben yandım anasızdım, Hikmet'imin günahı neydi, benim yaşadıklarıma kimin kalbi dayanırdı ki onunki dayansın?” diye iç geçirdi Halime. Hikmet'im haftalarca yalvardı, bekledi ikna etmeye çalıştı Zekiye Nine'yi.“Ayırma bizi,...
Kargo Ücreti: 60,00 TL
indirimli
99,00TL
Havale/EFT ile: 97,02TL
9786052494561
959090
Yeşil Eşarp Kırmızı Fistan
Yeşil Eşarp Kırmızı Fistan
99.00

“Ben yandım anasızdım, Hikmet'imin günahı neydi, benim yaşadıklarıma kimin kalbi dayanırdı ki onunki dayansın?” diye iç geçirdi Halime. Hikmet'im haftalarca yalvardı, bekledi ikna etmeye çalıştı Zekiye Nine'yi.

“Ayırma bizi, kıyma bize ben Fidan'a değil Halime'ye sevdalıyım.” dediyse de “Daha küçüksünüz, büyüyünce unutursunuz,” dediler, kıydılar Hikmet'imin gençliğine!”

Son bir görevi kalmıştı Halime'nin yapmayı düşündüğü. Yerdeki külleri kara çula doldurdu, dört köşesini birbirinin ucuyla bağlayıp, söğüt ağacının altını hızla terk etti. Gözleri kan çanağına dönmüş, kararlı, azimli bir anne olarak Samet'in kapısını çaldı. Kara çulu içindeki külleriyle fırlattı attı Samet'in önüne:

“İşte bana evlilik diye yaşattıklarınız, Allah hepinizin belasını verecek, ben de göreceğim o günleri!” dedi ve oğlunu kaptığı gibi sırtına bindirdi. Kendinden emin adımlarla yürümeye başladığında kimse “Gitme, kal!” demeye cesaret edemedi.

Kafasında yeşil, kırmızı ve morun kendisini rahatsız edemeyeceği yerin arayışı vardı.

Kitabın Özellikleri
Stok Kodu:
9786052494561
Boyut:
14x21
Sayfa Sayısı:
144
Basım Yeri:
Ankara
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2019-07
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe

“Ben yandım anasızdım, Hikmet'imin günahı neydi, benim yaşadıklarıma kimin kalbi dayanırdı ki onunki dayansın?” diye iç geçirdi Halime. Hikmet'im haftalarca yalvardı, bekledi ikna etmeye çalıştı Zekiye Nine'yi.

“Ayırma bizi, kıyma bize ben Fidan'a değil Halime'ye sevdalıyım.” dediyse de “Daha küçüksünüz, büyüyünce unutursunuz,” dediler, kıydılar Hikmet'imin gençliğine!”

Son bir görevi kalmıştı Halime'nin yapmayı düşündüğü. Yerdeki külleri kara çula doldurdu, dört köşesini birbirinin ucuyla bağlayıp, söğüt ağacının altını hızla terk etti. Gözleri kan çanağına dönmüş, kararlı, azimli bir anne olarak Samet'in kapısını çaldı. Kara çulu içindeki külleriyle fırlattı attı Samet'in önüne:

“İşte bana evlilik diye yaşattıklarınız, Allah hepinizin belasını verecek, ben de göreceğim o günleri!” dedi ve oğlunu kaptığı gibi sırtına bindirdi. Kendinden emin adımlarla yürümeye başladığında kimse “Gitme, kal!” demeye cesaret edemedi.

Kafasında yeşil, kırmızı ve morun kendisini rahatsız edemeyeceği yerin arayışı vardı.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat