Bir Derin Göz Ağrısı Ecem Fulya Yazar

Bir Derin Göz Ağrısı

Sözcüklerin sihirli dünyasıyla tanıştığımdan beri ilk elbisemdi üzerime şiir giyinmek. Nereden bilebilirdim, gözle görülebilir tüm renklerin içinde dans eder gibi bir tutam rüyalar tozu ile olabildiğince gerçekler silsilesinin...
Stokta var
Kargo Ücreti: 45,00 TL
indirimli
39,00TL
Taksitli fiyat: 9 x 4,96TL
9786057252531
1262996
Bir Derin Göz Ağrısı
Bir Derin Göz Ağrısı
39.00

Sözcüklerin sihirli dünyasıyla tanıştığımdan beri ilk elbisemdi üzerime şiir giyinmek. Nereden bilebilirdim, gözle görülebilir tüm renklerin içinde dans eder gibi bir tutam rüyalar tozu ile olabildiğince gerçekler silsilesinin peşimden adeta gölge gibi beni takip edeceğini. Şimdi anlıyorum, şiir buluşmaktı ilk. Ucu bucağı olmayan, sonsuzluğun uçlarına doğru sonsuz köprülerden geçmek gibi bir şeydi. Seni seviyorum iki kısa kelimeydi. İki kelime arası sen'den bana uzanan "köprüler" boyu bitmeyen yolda bitmeyen serzenişlerdi. Yol'da karşılaştığın her sözcük, bir sus payında hece hece haykırmaktı. Bitti dedikleri yerden öldün, öldürüldün nihayet sandıkları; Ay ışığı gölgesinde, sabaha karşı Güneş'e sırtını yaslayanların yanık türküsüyle güne meydan okumaktı...


Şiir, başkalarına uzanırdı ilk. Senden ona uzanan ilk köprüydü. Varış, hiçliğin altın sapağında kendine ulaşmaktı şimdi anlıyorum. Aklım, ikiliklerin savaşıyla kelimelerin gücü sayesinde galip gelirken, ilk kez kalbimin fısıldadığı bir şiir ile sınırları aşmanın gayesiyle geldi buralara:



"Sevmenin tadı, Bir'den Bir'e...


İşte!


Âşıklar köprüsü üzerindesin.


Sonsuzluğun günü sensin


Gecesi sensin korkularının.


Sen, uyumakla anlaşılamayacak kadar güzel,


Uyanmanın tarif edemeyeceği kadar


Vuslat vuslat...


Hasret hasret...


Baştan aşağı bensin.



Sen bensin, ben senden..."



(Tanıtım Bülteninden)


Kitabın Özellikleri
Hamur Tipi:
2. Hamur
Stok Kodu:
9786057252531
Boyut:
13,5 x 21
Sayfa Sayısı:
72
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2023
Kapak Türü:
İnce Kapak
Dili:
Türkçe
Kategoriler:

Sözcüklerin sihirli dünyasıyla tanıştığımdan beri ilk elbisemdi üzerime şiir giyinmek. Nereden bilebilirdim, gözle görülebilir tüm renklerin içinde dans eder gibi bir tutam rüyalar tozu ile olabildiğince gerçekler silsilesinin peşimden adeta gölge gibi beni takip edeceğini. Şimdi anlıyorum, şiir buluşmaktı ilk. Ucu bucağı olmayan, sonsuzluğun uçlarına doğru sonsuz köprülerden geçmek gibi bir şeydi. Seni seviyorum iki kısa kelimeydi. İki kelime arası sen'den bana uzanan "köprüler" boyu bitmeyen yolda bitmeyen serzenişlerdi. Yol'da karşılaştığın her sözcük, bir sus payında hece hece haykırmaktı. Bitti dedikleri yerden öldün, öldürüldün nihayet sandıkları; Ay ışığı gölgesinde, sabaha karşı Güneş'e sırtını yaslayanların yanık türküsüyle güne meydan okumaktı...


Şiir, başkalarına uzanırdı ilk. Senden ona uzanan ilk köprüydü. Varış, hiçliğin altın sapağında kendine ulaşmaktı şimdi anlıyorum. Aklım, ikiliklerin savaşıyla kelimelerin gücü sayesinde galip gelirken, ilk kez kalbimin fısıldadığı bir şiir ile sınırları aşmanın gayesiyle geldi buralara:



"Sevmenin tadı, Bir'den Bir'e...


İşte!


Âşıklar köprüsü üzerindesin.


Sonsuzluğun günü sensin


Gecesi sensin korkularının.


Sen, uyumakla anlaşılamayacak kadar güzel,


Uyanmanın tarif edemeyeceği kadar


Vuslat vuslat...


Hasret hasret...


Baştan aşağı bensin.



Sen bensin, ben senden..."



(Tanıtım Bülteninden)


Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat