Yavuz Didem Saracel

Yavuz

Gidiyorsun işte ağır ağır. Limanda duran bir koca gemi. Eski gemilerden, Cumhuriyetin ilk dönemlerinden kalma, mağrur ve tüm geçmişin ihtişamını taşırcasına. O Atatürk'ün ümit bağladığı gelecek Türkiye'sinin ilk tohumlarından....
9786055295547
1192557
Yavuz
Yavuz
24.75

Gidiyorsun işte ağır ağır. Limanda duran bir koca gemi. Eski gemilerden, Cumhuriyetin ilk dönemlerinden kalma, mağrur ve tüm geçmişin ihtişamını taşırcasına. O Atatürk'ün ümit bağladığı gelecek Türkiye'sinin ilk tohumlarından. Borçların, kredilerin, ahlaksızlıkların çok uzaklarından bir eser o. Onur, gurur ve kuvvetin adı o. Bu koca limandan demir almaya hazırlanıyorsun. Yine mağrur, bildik halinle. Sende ne çok şey yaşandı. Sen bana ne çok şey verdin. Önce yaşamı, sonra insan olmanın yollarını. Seninle ilgili ilk hatıralarımda yaptığın tepsi börekleri var. Bol ıspanaklı yuvarlak tepsi börekleri. Biliyorum bir daha yiyemeyeceğim o lezzeti. Akşamları elinde filelerin eve gelişini, "Et, peynir, marul" cevabını. Benim beklentilerimin çok dışında olan sağlıklı erzakları. Beni ısrarla yazdırdığın mandolin, resim, bale kurslarını. Hiçbirinde dikiş tutturamadığım halde hiçbir sitemde bulunmayışını. Bana her zaman başarabileceğimi söylemeni ve hep beni desteklemeni. İşimi her zaman ciddiye almamı ve elimden geleni yapmam gerektiğini söylemeni hatırlıyorum. Sorunlarımı dinlemeni, bana yol göstermeni...

"Haydi, bir neskafe yapalım" diyen sözlerini. Çayı çok demli içtiğini hatırlıyorum. Zamanı iyi kullanmam gerektiğini, en değerli şeyin zaman olduğunu söylediğini hatırlıyorum. Belki buydu bendeki eksikliğin. Yıllar sonra biliyorum ve anlıyorum ki sen her şeyi, belki de yaşamın kendisini sevdin. Sevgi senin adındı, ama hiç söylemedin. Şimdi sana bakarken eski güvertelerine, paslanmış dişlilerine el sallamaya hazırlanıyorum çaresiz, acemi, ne yapılacağını bilemeden. Sen bıraktıklarınla hatırlanacaksın, özellikle Akbük'te. O beyaz evinde. Aynen dediğin gibi: "Kızım bu evi hiçbir zaman satmayın. Bu ev ve diktiğim meyve ağaçlarımla beni hatırlayın."

Sessizce dinledi. Bitirince, "Kızım sen bunu bastır," dedi. Sonra biraz düşündü, fersiz gözlerini bana çevirerek, "Sen bir kitap yaz" dedi. "Olur," dedim. Hem son sohbetimiz hem de son yemeğimizdi bu...



Sayfa Sayısı: 272

Baskı Yılı: 2013


Dili: Türkçe
Yayınevi: Kurgu Kültür
Kitabın Özellikleri
Stok Kodu:
9786055295547
Basım Tarihi:
2013
Kapak Türü:
İnce Kapak
Dili:
Türkçe

Gidiyorsun işte ağır ağır. Limanda duran bir koca gemi. Eski gemilerden, Cumhuriyetin ilk dönemlerinden kalma, mağrur ve tüm geçmişin ihtişamını taşırcasına. O Atatürk'ün ümit bağladığı gelecek Türkiye'sinin ilk tohumlarından. Borçların, kredilerin, ahlaksızlıkların çok uzaklarından bir eser o. Onur, gurur ve kuvvetin adı o. Bu koca limandan demir almaya hazırlanıyorsun. Yine mağrur, bildik halinle. Sende ne çok şey yaşandı. Sen bana ne çok şey verdin. Önce yaşamı, sonra insan olmanın yollarını. Seninle ilgili ilk hatıralarımda yaptığın tepsi börekleri var. Bol ıspanaklı yuvarlak tepsi börekleri. Biliyorum bir daha yiyemeyeceğim o lezzeti. Akşamları elinde filelerin eve gelişini, "Et, peynir, marul" cevabını. Benim beklentilerimin çok dışında olan sağlıklı erzakları. Beni ısrarla yazdırdığın mandolin, resim, bale kurslarını. Hiçbirinde dikiş tutturamadığım halde hiçbir sitemde bulunmayışını. Bana her zaman başarabileceğimi söylemeni ve hep beni desteklemeni. İşimi her zaman ciddiye almamı ve elimden geleni yapmam gerektiğini söylemeni hatırlıyorum. Sorunlarımı dinlemeni, bana yol göstermeni...

"Haydi, bir neskafe yapalım" diyen sözlerini. Çayı çok demli içtiğini hatırlıyorum. Zamanı iyi kullanmam gerektiğini, en değerli şeyin zaman olduğunu söylediğini hatırlıyorum. Belki buydu bendeki eksikliğin. Yıllar sonra biliyorum ve anlıyorum ki sen her şeyi, belki de yaşamın kendisini sevdin. Sevgi senin adındı, ama hiç söylemedin. Şimdi sana bakarken eski güvertelerine, paslanmış dişlilerine el sallamaya hazırlanıyorum çaresiz, acemi, ne yapılacağını bilemeden. Sen bıraktıklarınla hatırlanacaksın, özellikle Akbük'te. O beyaz evinde. Aynen dediğin gibi: "Kızım bu evi hiçbir zaman satmayın. Bu ev ve diktiğim meyve ağaçlarımla beni hatırlayın."

Sessizce dinledi. Bitirince, "Kızım sen bunu bastır," dedi. Sonra biraz düşündü, fersiz gözlerini bana çevirerek, "Sen bir kitap yaz" dedi. "Olur," dedim. Hem son sohbetimiz hem de son yemeğimizdi bu...



Sayfa Sayısı: 272

Baskı Yılı: 2013


Dili: Türkçe
Yayınevi: Kurgu Kültür
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat