Toplumsal Hesaplaşmaya Giriş Davut Ateş

Toplumsal Hesaplaşmaya Giriş Yeni Şehrin İnşaası Üzerine

"Ne olacak bu memleketin hali?" sorusunun cevabını bulmak için bütün bir toplum olarak düşünürüz, konuşuruz. Hoş, genellikle ümitsizliği de bir borç gibi kabul etmişizdir. Sokaktaki vatandaşından işadamına, siyasetçisinden...
Stokta var
Kargo Ücreti: 45,00 TL
indirimli
95,04TL
Taksitli fiyat: 9 x 12,09TL
9786054485901
666983
Toplumsal Hesaplaşmaya Giriş
Toplumsal Hesaplaşmaya Giriş Yeni Şehrin İnşaası Üzerine
95.04

"Ne olacak bu memleketin hali?" sorusunun cevabını bulmak için bütün bir toplum olarak düşünürüz, konuşuruz. Hoş, genellikle ümitsizliği de bir borç gibi kabul etmişizdir. Sokaktaki vatandaşından işadamına, siyasetçisinden sendikacısına, bürokratından askerine kadar hemen hemen her kesimin ana ilgi odağıdır memleket meseleleri. İşin ilginç yanı bütün konuşmalar dönüp dolaşıp siyasete dayanır. Yoğun ilgiye rağmen, konuştuğumuz sorunların özünün değişmiyor olması çok ciddi bir çelişkidir. Çelişki şu: Herkes kendisinden veya sahip olduğu iş, aile, arkadaşlarıyla ilgilendiğinden daha fazla memleketle ilgileniyordur. Kişilerin memleket meselelerine ilgisi can alıcıdır. Yine de meselelerin çözümünde hatırısayılır ilerlemeler kaydedilmez. Yıllardır aynı şeyleri konuşup dururuz. Bu, genel halimizdir. Peki neden? Birey neden dışındaki herşeyle ilgilenirken kendisini unutur ki, yakınmalarının nedenlerini neden hep dışındakilere bağlar, çözümü dışarıda arar durur? Çelişkinin kaynağı toplumumuzda "ben"in unutulmuşluğu olmasın? Eğer öyleyse "ben" nasıl unutulur halde kalabilir? Ya da toplumumuzda "ben" hiç varolma-dıysa, bundan sonra nasıl varedilebilir?
(Tanıtım Bülteninden)



Sayfa Sayısı: 208

Baskı Yılı: 2012


Dili: Türkçe
Yayınevi: Dora Yayıncılık
Kitabın Özellikleri
Stok Kodu:
9786054485901
Boyut:
12.50x19.50
Sayfa Sayısı:
208
Basım Yeri:
Bursa
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2013
Kapak Türü:
İnce Kapak
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe

"Ne olacak bu memleketin hali?" sorusunun cevabını bulmak için bütün bir toplum olarak düşünürüz, konuşuruz. Hoş, genellikle ümitsizliği de bir borç gibi kabul etmişizdir. Sokaktaki vatandaşından işadamına, siyasetçisinden sendikacısına, bürokratından askerine kadar hemen hemen her kesimin ana ilgi odağıdır memleket meseleleri. İşin ilginç yanı bütün konuşmalar dönüp dolaşıp siyasete dayanır. Yoğun ilgiye rağmen, konuştuğumuz sorunların özünün değişmiyor olması çok ciddi bir çelişkidir. Çelişki şu: Herkes kendisinden veya sahip olduğu iş, aile, arkadaşlarıyla ilgilendiğinden daha fazla memleketle ilgileniyordur. Kişilerin memleket meselelerine ilgisi can alıcıdır. Yine de meselelerin çözümünde hatırısayılır ilerlemeler kaydedilmez. Yıllardır aynı şeyleri konuşup dururuz. Bu, genel halimizdir. Peki neden? Birey neden dışındaki herşeyle ilgilenirken kendisini unutur ki, yakınmalarının nedenlerini neden hep dışındakilere bağlar, çözümü dışarıda arar durur? Çelişkinin kaynağı toplumumuzda "ben"in unutulmuşluğu olmasın? Eğer öyleyse "ben" nasıl unutulur halde kalabilir? Ya da toplumumuzda "ben" hiç varolma-dıysa, bundan sonra nasıl varedilebilir?
(Tanıtım Bülteninden)



Sayfa Sayısı: 208

Baskı Yılı: 2012


Dili: Türkçe
Yayınevi: Dora Yayıncılık
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat