Şizofren Aşka Mektup
Bir şizofrendim artık... Yalanlar söylüyordum, hem sana hem de ona... Kendimi tanıyamaz olmuştum. Hangisi bendim? İçimdeki, o güzelliğiyle dünyayı elde etmeye kışkırtılmış, karanlık ve ilgi tutsağı kadın mıydım; yoksa uğruna...
9786255982438
1352121
https://www.kitapzen.com/cezmi-ersoz/sizofren-aska-mektup-1.htm
Şizofren Aşka Mektup
249.60
Bir şizofrendim artık...
Yalanlar söylüyordum, hem sana hem de ona... Kendimi tanıyamaz olmuştum. Hangisi bendim? İçimdeki, o güzelliğiyle dünyayı elde etmeye kışkırtılmış, karanlık ve ilgi tutsağı kadın mıydım; yoksa uğruna hayatından vazgeçmeye hazır olduğu aşkına mahkum, ezilmiş, kapılarda bırakılmış, verdiği güven ve taşıdığı masumiyetle sana cazip gelmeyen o sevdalı kadın mı? İkisi de olmak istemiyordum. Ama ikisinden de vazgeçemiyordum. Sanki biri olmazsa diğeri yıkılacak gibiydi. Birbirinden nefret eden ve birbirinin varlığına tahammül edemeyen bu iki benlikle yalnız kaldığımda çıldıracak gibi oluyor, ağır ağır ruhumu öldürüyordum. Artık yalnız kalmak dayanılmaz olmuştu benim için. Seni göremediğim zamanlar ona gidiyor, onu göremediğim zamanlar sana sığınıyordum. İçimdeki bu birbirine aykırı iki kadın beni durmadan diplere çekiyordu...
ŞİZOFREN AŞKIN GÜNLÜKLERİ
Ne acımasız ne bencilim değil mi?
Sana sahip olmak uğruna
Belki de tüketmek pınarlarını yaptığım
Bilmesem nasıl bir yüreğin olduğunu
Hiç düşünmem
Geçirirdim pençelerimi en derin yaralarına
Ama öyle güzel, öyle çocuk ki yüreğin
Seni sana bırakmamak olacak en büyük günah
Ve biz
Yeryüzünün yarım kalmış hikâyeleriyiz seninle
Tüm vedaların adıyla.
Bir kadın ve bir erkek... Bir kış gecesinde, kaderlerinin yıllar öncesinden düğümlendiği Büyükada'daki otelin farklı odalarında yağmurun sesini dinlemektedirler. Kadın tutkulu, şefkatli ve hassastır. Erkek bencildir, haindir. O güzel kadını yıllar içinde çok kırmıştır, bilir kendi kabahatlerini... Camların zangır zangır titrediği bu fırtınalı gece, belki de erkeğin son şansı olacaktır. İyi bilir aşkın adaletsizliğini. “Yaşanan hiçbir şeyin kaybolmadığını, ne yaşanmışsa bir yerde saklı durduğunu, bir gün önüne çıkacağını, bundan kaçış olamayacağını...” Adalı Mikail'in Kahvesi'nde oturmuş, “Herkes kendisini aldattığı kadar suçlu!” diye kendi kendine mırıldanırken, çayını içer ve sadece bekler!
(Tanıtım Bülteninden)
Yalanlar söylüyordum, hem sana hem de ona... Kendimi tanıyamaz olmuştum. Hangisi bendim? İçimdeki, o güzelliğiyle dünyayı elde etmeye kışkırtılmış, karanlık ve ilgi tutsağı kadın mıydım; yoksa uğruna hayatından vazgeçmeye hazır olduğu aşkına mahkum, ezilmiş, kapılarda bırakılmış, verdiği güven ve taşıdığı masumiyetle sana cazip gelmeyen o sevdalı kadın mı? İkisi de olmak istemiyordum. Ama ikisinden de vazgeçemiyordum. Sanki biri olmazsa diğeri yıkılacak gibiydi. Birbirinden nefret eden ve birbirinin varlığına tahammül edemeyen bu iki benlikle yalnız kaldığımda çıldıracak gibi oluyor, ağır ağır ruhumu öldürüyordum. Artık yalnız kalmak dayanılmaz olmuştu benim için. Seni göremediğim zamanlar ona gidiyor, onu göremediğim zamanlar sana sığınıyordum. İçimdeki bu birbirine aykırı iki kadın beni durmadan diplere çekiyordu...
ŞİZOFREN AŞKIN GÜNLÜKLERİ
Ne acımasız ne bencilim değil mi?
Sana sahip olmak uğruna
Belki de tüketmek pınarlarını yaptığım
Bilmesem nasıl bir yüreğin olduğunu
Hiç düşünmem
Geçirirdim pençelerimi en derin yaralarına
Ama öyle güzel, öyle çocuk ki yüreğin
Seni sana bırakmamak olacak en büyük günah
Ve biz
Yeryüzünün yarım kalmış hikâyeleriyiz seninle
Tüm vedaların adıyla.
Bir kadın ve bir erkek... Bir kış gecesinde, kaderlerinin yıllar öncesinden düğümlendiği Büyükada'daki otelin farklı odalarında yağmurun sesini dinlemektedirler. Kadın tutkulu, şefkatli ve hassastır. Erkek bencildir, haindir. O güzel kadını yıllar içinde çok kırmıştır, bilir kendi kabahatlerini... Camların zangır zangır titrediği bu fırtınalı gece, belki de erkeğin son şansı olacaktır. İyi bilir aşkın adaletsizliğini. “Yaşanan hiçbir şeyin kaybolmadığını, ne yaşanmışsa bir yerde saklı durduğunu, bir gün önüne çıkacağını, bundan kaçış olamayacağını...” Adalı Mikail'in Kahvesi'nde oturmuş, “Herkes kendisini aldattığı kadar suçlu!” diye kendi kendine mırıldanırken, çayını içer ve sadece bekler!
(Tanıtım Bülteninden)
Kitabın Özellikleri
Hamur Tipi:
2. Hamur
Boyut:
13,5 x 21
Sayfa Sayısı:
604
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2025
Kapak Türü:
İnce Kapak
Dili:
Türkçe
Kategoriler:
Bir şizofrendim artık...
Yalanlar söylüyordum, hem sana hem de ona... Kendimi tanıyamaz olmuştum. Hangisi bendim? İçimdeki, o güzelliğiyle dünyayı elde etmeye kışkırtılmış, karanlık ve ilgi tutsağı kadın mıydım; yoksa uğruna hayatından vazgeçmeye hazır olduğu aşkına mahkum, ezilmiş, kapılarda bırakılmış, verdiği güven ve taşıdığı masumiyetle sana cazip gelmeyen o sevdalı kadın mı? İkisi de olmak istemiyordum. Ama ikisinden de vazgeçemiyordum. Sanki biri olmazsa diğeri yıkılacak gibiydi. Birbirinden nefret eden ve birbirinin varlığına tahammül edemeyen bu iki benlikle yalnız kaldığımda çıldıracak gibi oluyor, ağır ağır ruhumu öldürüyordum. Artık yalnız kalmak dayanılmaz olmuştu benim için. Seni göremediğim zamanlar ona gidiyor, onu göremediğim zamanlar sana sığınıyordum. İçimdeki bu birbirine aykırı iki kadın beni durmadan diplere çekiyordu...
ŞİZOFREN AŞKIN GÜNLÜKLERİ
Ne acımasız ne bencilim değil mi?
Sana sahip olmak uğruna
Belki de tüketmek pınarlarını yaptığım
Bilmesem nasıl bir yüreğin olduğunu
Hiç düşünmem
Geçirirdim pençelerimi en derin yaralarına
Ama öyle güzel, öyle çocuk ki yüreğin
Seni sana bırakmamak olacak en büyük günah
Ve biz
Yeryüzünün yarım kalmış hikâyeleriyiz seninle
Tüm vedaların adıyla.
Bir kadın ve bir erkek... Bir kış gecesinde, kaderlerinin yıllar öncesinden düğümlendiği Büyükada'daki otelin farklı odalarında yağmurun sesini dinlemektedirler. Kadın tutkulu, şefkatli ve hassastır. Erkek bencildir, haindir. O güzel kadını yıllar içinde çok kırmıştır, bilir kendi kabahatlerini... Camların zangır zangır titrediği bu fırtınalı gece, belki de erkeğin son şansı olacaktır. İyi bilir aşkın adaletsizliğini. “Yaşanan hiçbir şeyin kaybolmadığını, ne yaşanmışsa bir yerde saklı durduğunu, bir gün önüne çıkacağını, bundan kaçış olamayacağını...” Adalı Mikail'in Kahvesi'nde oturmuş, “Herkes kendisini aldattığı kadar suçlu!” diye kendi kendine mırıldanırken, çayını içer ve sadece bekler!
(Tanıtım Bülteninden)
Yalanlar söylüyordum, hem sana hem de ona... Kendimi tanıyamaz olmuştum. Hangisi bendim? İçimdeki, o güzelliğiyle dünyayı elde etmeye kışkırtılmış, karanlık ve ilgi tutsağı kadın mıydım; yoksa uğruna hayatından vazgeçmeye hazır olduğu aşkına mahkum, ezilmiş, kapılarda bırakılmış, verdiği güven ve taşıdığı masumiyetle sana cazip gelmeyen o sevdalı kadın mı? İkisi de olmak istemiyordum. Ama ikisinden de vazgeçemiyordum. Sanki biri olmazsa diğeri yıkılacak gibiydi. Birbirinden nefret eden ve birbirinin varlığına tahammül edemeyen bu iki benlikle yalnız kaldığımda çıldıracak gibi oluyor, ağır ağır ruhumu öldürüyordum. Artık yalnız kalmak dayanılmaz olmuştu benim için. Seni göremediğim zamanlar ona gidiyor, onu göremediğim zamanlar sana sığınıyordum. İçimdeki bu birbirine aykırı iki kadın beni durmadan diplere çekiyordu...
ŞİZOFREN AŞKIN GÜNLÜKLERİ
Ne acımasız ne bencilim değil mi?
Sana sahip olmak uğruna
Belki de tüketmek pınarlarını yaptığım
Bilmesem nasıl bir yüreğin olduğunu
Hiç düşünmem
Geçirirdim pençelerimi en derin yaralarına
Ama öyle güzel, öyle çocuk ki yüreğin
Seni sana bırakmamak olacak en büyük günah
Ve biz
Yeryüzünün yarım kalmış hikâyeleriyiz seninle
Tüm vedaların adıyla.
Bir kadın ve bir erkek... Bir kış gecesinde, kaderlerinin yıllar öncesinden düğümlendiği Büyükada'daki otelin farklı odalarında yağmurun sesini dinlemektedirler. Kadın tutkulu, şefkatli ve hassastır. Erkek bencildir, haindir. O güzel kadını yıllar içinde çok kırmıştır, bilir kendi kabahatlerini... Camların zangır zangır titrediği bu fırtınalı gece, belki de erkeğin son şansı olacaktır. İyi bilir aşkın adaletsizliğini. “Yaşanan hiçbir şeyin kaybolmadığını, ne yaşanmışsa bir yerde saklı durduğunu, bir gün önüne çıkacağını, bundan kaçış olamayacağını...” Adalı Mikail'in Kahvesi'nde oturmuş, “Herkes kendisini aldattığı kadar suçlu!” diye kendi kendine mırıldanırken, çayını içer ve sadece bekler!
(Tanıtım Bülteninden)
Axess Kartlar
| Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
|---|---|---|
| 1 | - | - |
| 2 | 133,54 | 267,07 |
| 3 | 90,69 | 272,06 |
| 6 | 47,42 | 284,54 |
| 9 | 32,73 | 294,53 |
QNB Finansbank Kartları
| Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
|---|---|---|
| 1 | - | - |
| 2 | 133,54 | 267,07 |
| 3 | 92,10 | 276,31 |
| 6 | 47,42 | 284,54 |
| 9 | 32,73 | 294,53 |
Bonus Kartlar
| Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
|---|---|---|
| 1 | - | - |
| 2 | 133,54 | 267,07 |
| 3 | 92,35 | 277,06 |
| 6 | 47,42 | 284,54 |
| 9 | 33,00 | 297,02 |
Paraf Kartlar
| Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
|---|---|---|
| 1 | - | - |
| 2 | 133,54 | 267,07 |
| 3 | 92,35 | 277,06 |
| 6 | 49,50 | 297,02 |
| 9 | 33,00 | 297,02 |
Maximum Kartlar
| Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
|---|---|---|
| 1 | - | - |
| 2 | 133,54 | 267,07 |
| 3 | 84,03 | 252,10 |
| 6 | 47,42 | 284,54 |
| 9 | 33,00 | 297,02 |
World Card - 100 TL ve üzerine + 3 taksit
| Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
|---|---|---|
| Tek Çekim | 249,60 | 249,60 |
| 2 | 133,54 | 267,07 |
| 3 | 91,52 | 274,56 |
| 6 | 47,42 | 284,54 |
| 9 | 33,00 | 297,02 |
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.


