Hz. Ya'kub Cemalnur Sargut

Hz. Yakub Fususul-hikem 8. Fas Fususu'l - Hikem 8

"Dünyaya dair her rütbe ve her ilim geçici ve dünyada kalıcıdır. Ezelî ilim ise Allah'ın kullarında kendi kabiliyetlerine göre tecellî etmesidir. Burada kullanılan tecellî kelimesine dikkat etmek gerekir. Bu kelime, bir aynada bir vasfın...
Stokta var
Kargo Ücreti: 45,00 TL
indirimli
84,00TL
Taksitli fiyat: 9 x 10,69TL
9786059901307
858631
Hz. Yakub  Fususul-hikem 8. Fas
Hz. Yakub Fususul-hikem 8. Fas Fususu'l - Hikem 8
84.00

"Dünyaya dair her rütbe ve her ilim geçici ve dünyada kalıcıdır. Ezelî ilim ise Allah'ın kullarında kendi kabiliyetlerine göre tecellî etmesidir. Burada kullanılan tecellî kelimesine dikkat etmek gerekir. Bu kelime, bir aynada bir vasfın ortaya çıkması gibidir. Hulûl değildir, yani Allah kulun içine girmez. Kulda gözüken mucizeler Allah'a ait olup kulun kendinden zuhura gelmez. Allah kulu ile aracıyla konuşmaz. Sadece bu hakîkati öğretmek için görevlendirilen bazı kişiler vardır. Ne yazık ki halk onları görür. Halbuki yapan, yaptıran Allah'tır. Kul, kendisindeki Allah'a ait hakîkati kimin vâsıtasıyla görmüşse onu Allah zannetmeye başlar. Ondan görünen her mucizenin, o kişinin kendisine ait olduğunu sanır. Bu durumda Allah'a değil, aradaki kişiye tapmaya başlar. Bu da şirke sebebiyet verir ki Kur'an'da affı olmayan günahlardan biridir. Halbuki Hocam Kenan er-Rifâî, Allah'ı kula öğreten öğretmen ile Allah arasındaki büyük farkı şu şiiriyle belirtmiştir: Kulluğu müminlerin bir ulu Süphanedir. Hizmeti dervişlerin er olan insânedir. Bu durumda sen her kimden ne öğrenirsen öğren (peygamberden dahi) öğreten Allah'tır. Ama Allah'ın bu Rab isminde tesirli kıldığı ve ondan aşikâr olduğu seçilmiş kişiye şükretmek ve hizmet etmek gerekir. İşte ruhbanlık sınıfı böyle algılanırsa günah olmaktan çıkar. Mürşide veya peygambere duyulan sevgi de bu sebepledir. Buradaki hizmet kelimesinden maksat, mürşidin öğrettiği ve gösterdiği ahlâk-ı Muhammedî ile ahlâklanıp Kur'an ve sünnete uymak demektir. Bu ahlâkı anlatan kişi, kendini Allah'tan ayrı bir varlık olarak görürse veya biz onu böyle idrak edersek ruhbanlık oluşur ki bu da Allah tarafından reddedilir."

Kitabın Özellikleri
Stok Kodu:
9786059901307
Boyut:
13.50x21.00
Sayfa Sayısı:
112
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2016
Kapak Türü:
İnce Kapak
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe
Kategoriler:

"Dünyaya dair her rütbe ve her ilim geçici ve dünyada kalıcıdır. Ezelî ilim ise Allah'ın kullarında kendi kabiliyetlerine göre tecellî etmesidir. Burada kullanılan tecellî kelimesine dikkat etmek gerekir. Bu kelime, bir aynada bir vasfın ortaya çıkması gibidir. Hulûl değildir, yani Allah kulun içine girmez. Kulda gözüken mucizeler Allah'a ait olup kulun kendinden zuhura gelmez. Allah kulu ile aracıyla konuşmaz. Sadece bu hakîkati öğretmek için görevlendirilen bazı kişiler vardır. Ne yazık ki halk onları görür. Halbuki yapan, yaptıran Allah'tır. Kul, kendisindeki Allah'a ait hakîkati kimin vâsıtasıyla görmüşse onu Allah zannetmeye başlar. Ondan görünen her mucizenin, o kişinin kendisine ait olduğunu sanır. Bu durumda Allah'a değil, aradaki kişiye tapmaya başlar. Bu da şirke sebebiyet verir ki Kur'an'da affı olmayan günahlardan biridir. Halbuki Hocam Kenan er-Rifâî, Allah'ı kula öğreten öğretmen ile Allah arasındaki büyük farkı şu şiiriyle belirtmiştir: Kulluğu müminlerin bir ulu Süphanedir. Hizmeti dervişlerin er olan insânedir. Bu durumda sen her kimden ne öğrenirsen öğren (peygamberden dahi) öğreten Allah'tır. Ama Allah'ın bu Rab isminde tesirli kıldığı ve ondan aşikâr olduğu seçilmiş kişiye şükretmek ve hizmet etmek gerekir. İşte ruhbanlık sınıfı böyle algılanırsa günah olmaktan çıkar. Mürşide veya peygambere duyulan sevgi de bu sebepledir. Buradaki hizmet kelimesinden maksat, mürşidin öğrettiği ve gösterdiği ahlâk-ı Muhammedî ile ahlâklanıp Kur'an ve sünnete uymak demektir. Bu ahlâkı anlatan kişi, kendini Allah'tan ayrı bir varlık olarak görürse veya biz onu böyle idrak edersek ruhbanlık oluşur ki bu da Allah tarafından reddedilir."

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat